Malum devir teknoloji devri. Elektronik aletler aldı başını gidiyor. Tamam çok da şikayetçi değilim, hayatımızı kolaylaştırdıkları bir gerçek.Hani iyi bir sistemle, oturduğun yerden , kıpırdamana gerek kalmadan film izleyebilirsin, konserdeymişçesine müzik dinleyebilirsin, insanlarla tanışabilir, konuşabilir, tartışabilirsin. Merak ettiğin bir yer, öğrenmek istediğin yemek tek bir tıkla işte karşında. İnternet bankacılığı denen sistemle tüm işlemleri bilgisayar karşısında yapabilirsin..Bu örnekleri sayfalar dolusu çoğaltabiliriz elbette. Ama sorun şu ki, bu mübarekler kendi kendilerine çalışamıyor !. Bu da her yerin kablo olması demek. Siyah, beyaz, gri.....Al sana huzur bulman gereken evde, takıntı yaptın mı da hep gözüne takılan, oradan oraya çekilen kablolar. Televizyon , internet , DVD , telefon....
Geçen gün sabit telefonu iptal etmek zorunda kaldık bir sebepten.Tekrar alalım mı acaba diye düşünürken, dedim nasılsa herkesin cep telefonu var, şimdilik kalsın. Modemi de başka odaya geçirince oh bee dedim. Oda aydınlandı sanki..Sonra da üzüldüm tabi.. Bir zamanlar mektuplaşmanın unutulmaya yüz tutması nedeniyle sızlayan içim, acaba 5-10 sene sonra telefon için de sızlayacak mıydı? Artık faceden birbirimizi dürtüp, en hayati ve en önemli haberleri bildirimle mi alacaktık. Şu ana kadar hep uzak durduğum twit atmayla mı hal hatır soracaktık birbirimize...Sesimize hasret mi kalacaktık. Tonsuz, mimiksiz, ruhsuz mu olacaktı iletişimimiz..
Oysa bir zamanlar insan ilişkileri ne kadar sıcaktı. Hatırlıyorum küçükken , komşumuz elinde bir tepsi, içinde taze fasulye, bize gelirdi. Annemle sohbet ederken bir yandan da fasulyesini ayıklardı.Biri ev mi taşıyacak, çocuğunu mu evlendirecek , yardım edilirdi. Biri hasta mı olmuş, hemen sıcak çorba yapılır, bir kase götürülürdü. İlişkiler yüz yüzeydi. Kimin ne derdi varsa gider bir arkadaşına, dertleşir, rahatlardı. Sırdı bazı konular, öyle ortaya saçılmazdı. Şimdi birine sinek tepse , anında face te...Kim kiminle nerede, ne yapıyor biliyoruz .
Elbetteki gelişme olacak.Yeni gelen eskiyi tahtından edecek. Alışkanlıklar değişecek.iyi de insanın, ailenin, toplumun değişmeyen alışkanlıkları, değerleri olması gerekmez mi. Bizi biz yapan, bir birimize bağlayan olgular bunlar değil mi ? Aksi halde insan yalnızlığa itilmiş olmaz mı ?
Bilemedim...
Geçen gün sabit telefonu iptal etmek zorunda kaldık bir sebepten.Tekrar alalım mı acaba diye düşünürken, dedim nasılsa herkesin cep telefonu var, şimdilik kalsın. Modemi de başka odaya geçirince oh bee dedim. Oda aydınlandı sanki..Sonra da üzüldüm tabi.. Bir zamanlar mektuplaşmanın unutulmaya yüz tutması nedeniyle sızlayan içim, acaba 5-10 sene sonra telefon için de sızlayacak mıydı? Artık faceden birbirimizi dürtüp, en hayati ve en önemli haberleri bildirimle mi alacaktık. Şu ana kadar hep uzak durduğum twit atmayla mı hal hatır soracaktık birbirimize...Sesimize hasret mi kalacaktık. Tonsuz, mimiksiz, ruhsuz mu olacaktı iletişimimiz..
Oysa bir zamanlar insan ilişkileri ne kadar sıcaktı. Hatırlıyorum küçükken , komşumuz elinde bir tepsi, içinde taze fasulye, bize gelirdi. Annemle sohbet ederken bir yandan da fasulyesini ayıklardı.Biri ev mi taşıyacak, çocuğunu mu evlendirecek , yardım edilirdi. Biri hasta mı olmuş, hemen sıcak çorba yapılır, bir kase götürülürdü. İlişkiler yüz yüzeydi. Kimin ne derdi varsa gider bir arkadaşına, dertleşir, rahatlardı. Sırdı bazı konular, öyle ortaya saçılmazdı. Şimdi birine sinek tepse , anında face te...Kim kiminle nerede, ne yapıyor biliyoruz .
Elbetteki gelişme olacak.Yeni gelen eskiyi tahtından edecek. Alışkanlıklar değişecek.iyi de insanın, ailenin, toplumun değişmeyen alışkanlıkları, değerleri olması gerekmez mi. Bizi biz yapan, bir birimize bağlayan olgular bunlar değil mi ? Aksi halde insan yalnızlığa itilmiş olmaz mı ?
Bilemedim...