Ne kadar ilginç değil mi...
kendi halinizde yaşayıp giderken,
biri çıkıyor birden karşınıza
elinizden tutup götürüyor sizi
arkadaşınız oluyor,
yoldaşınız oluyor,
rehberiniz oluyor...
ve siz o kadar güveniyorsunuz ki O'na
gayet muti, açtığı yoldan gidiyorsunuz..
soru sormuyorsunuz,
"acaba" demiyorsunuz,
vardığınız yer, şimdiye kadar hiç gitmediğiniz,
görmediğiniz
bilmediğiniz bir yer...
İçiniz kıpır kıpır
hani kelebekler mi, güvercinler mi...
işte onlardan bir sürü içinizde var da, kanat çırpıyor gibi..
Başınızda hoş bir sersemlik...
her yer güzel..
her şey güzel...
Cennette olmak böyle bir şeydir herhalde diye düşünürken..
Rehberiniz diyor ki
" yanlış yola sapmışız biz meğer"
.......
O gidiyor
Siz öylece arkasından bakıyorsunuz..
Olsun...Yol yanlış da olsa sen o güzellikleri bu sayede görebildin mi, gördün...Gidenin ardından bakma pahasına buna değer...
YanıtlaSilHaklısın Almila..Bence de değer..:)
SilGidilen yer bu denli mutlu etmişse kiminle gittiğinin de önemi kalmamıştır. Varsın gitsin...
YanıtlaSilZaten O da öyle düşünüyor olmalı ki, sadece arkasından bakıyor..
Sil"Aşka uçarsan kanatların yanar ." Sadi Şirazi
YanıtlaSil"Aşka uçamazsan kanatların neye yarar ?" Mevlana
"Aşk, ateşten bir denizi, mumdan bir kayıkla geçektir." Sadi Şirazi
Sil"..Ateşlerin de yanıp kül olduğu bir ateş vardır...Adı AŞK.." Mevlana