24.03.2013

MUHTEŞEM İKİLİ..

Egosu güçlü bir erkek, çok akıllı bir kadın ister karşısında . Akıllı bir kadın ise, her bakımdan kendinden bir tık önde, hadi onu da geçtim , en azından kendisine yakın bir ayarda olan erkeğin hayalini kurar . Ve lakin bu kadar donanımlı bir erkeğin  çoktan havalandığını, egosunun tavan yaptığını unutmamak gerekir..
Karşıdan hayran hayran baktığı akıllı kadının yüzü kendine döndüğünde, egosu güçlü erkeğe bi haller olur.. Nasılsa menzile girmiştir kadın. Yıpratma, böl  parçala, elinden gelirse yok et  manevraları başlar.  Yaptığı hiç bir şey beğenilmez, fikri sorulmaz, kaale alınmaz.. E senin gibi bir adamın  böyle bir kadınla ne işi var  demezler mi ?
Eğer arada sadece hoşlanma  durumu varsa,  adamın burnu yere inmez, kadının gururu bu ilişkiye izin vermez,  geçti gitti, bir kaç günlük fasıldı denir..Herkes sepeti koluna takar, yoluna gider..
Gerçekten aşk varsa, bir sürü ihtimal söz konusudur..
Adam hala  dik kafalıdır, kadın dayanamaz gider, adamın yelkenler suya iner... Lakin çoktan terkedilmiştir.
Adam dik kafalıdır, kadın  sineye çeker,   " tekmele beni sendromu" eşliğinde  yaşar giderler...
Adam dik kafalıdır,  kadın inatçı çıkar.. Ne gider, ne boyun eğer... Alın elinize çiğdemleri, geçin karşılarına, seyredin.. Müthiş keyifli bir birliktelik olur.. Tartışmaları bile  buram buram akıl kokar.. Tutkuyu, nefreti, aşkı, hatta şiddeti bile görebilirsiniz.. Ayrılığa dayanamazlar, birlikteyken yapamazlar..
Ama ortada egosu güçlü bir erkek değil de, narsist biri varsa, yandı gülüm keten helva..
İşte bu yandığının resmidir kızım, ya boyun  eğer yavaş yavaş ruhunu, duygularını öldürürsün, ya da  bağrına taş basar gidersin.
Sakın bunu yenilgi olarak algılama.. Zira narsist bir erkekle baş etmek zordur..
Aklın yeter,
Gücün yeter,
Sabrın yeter,
Ama sinirlerin kaldırmaz be gülüm..
Boşuna uğraşma....







23.03.2013

.........

O kadar çok şey var ki yazmak istediğim...Ve öyle çok taslak birikti ki...
Ama hiç biri için "yayınla" ya basamıyorum...
Yazıları okuyorum...Bazılarını yarım bırakıyorum...
Hiç birini yorumlayamıyorum...







21.03.2013

NE KADAR FAYDALIYIZ, O KADAR İNSANIZ


İnsanın iç dünyasına dalması  elzemdir.
Yoksa nasıl çeki düzen verir kendisine..
Nasıl anlar yanlış yaptığını..
Nasıl sorgular,
Yargılar...
Ama  her daim yaşam alanı batını olursa,
Gündelik  olağan olayları kaçırır..
Gölgesiyle bile kavga etmeye başlar.
Sorunlar büyür gözünde, dağ gibi olur.
Oysa paylaşmaktır yaradılış gayelerinden biri..
Ne zaman ki başka insanların dertleriyle hemhal olur,
Sorunlarıyla daha kolay baş edebilir..
Tek dertli olanın, çıkmazda kalanın kendisi olmadığını anlar..
Bir çiğ tanesi gibi, gönüldeki yangının üzerine damlar..
Başkasına ne kadar faydalı olabiliyorsa,
Farklı bir yol açabiliyorsa,
O kadar "insan"dır.
Aksi bencillikten başka bir şey değildir..






19.03.2013

BİR GÜN BİR ARKADAŞIM ÇEMKİRDİ, HAYATIM DEĞİŞTİ..



Bütün gün  canım sıkkın dolaşmışım..Bir suratsızım ki sormayın gitsin..Bahanem hazır , her zamanki gibi: "herşey üst üste geldi"...
Günlük mutad konuşmamızı yapıyoruz.. Ben  incir çekirdeğini doldurmayacak hezeyanlarımdan bahsediyorum..Hani dokunsalar ağlayacak durumdayım.
Meğer O'nun da canı burnundaymş. Ne bileyim ben  saatlerce ağır cezada duruşmada olduğunu..
Amannnnn bir başladı  ki sormayın gitsin.. Hani karşısında olsam dövecek..Çemkiriyor ki, ne çemkirme..
Ben başladım  salya sümük ağlamaya...
Canım benim..Hiç  kıyamaz bana, çok sever.. O sinirinin ve öfkesinin arasında ara ara  " niye ağlıyorsun şimdi? "  sorusunu sormayı da ihmal etmedi hiç.. Sordu sormasına da, cevap umurunda değil ki,  nefes bile almadan  devam etti tam gaz..
Sonra ne mi oldu...
Sabah bir kalktım, kuş gibi hafiflemişim.
Her şey pek bi farklı geldi gözüme.
Meğer ne saçma bir çıkmaza girmişim dedim.Ne çok abartmışım olayları..
İşte bu dedim..Dostluk arkadaşlık bu. Derdimiz  anlaşılmak değil sadece.. Göremediğimiz yanlışların  güzellikle, olmadı çemkirmeyle gözümüze sokulması. Yoksa hatasından nasıl döner insan. Olayların dışında olan daha iyi gözlemliyor. Nerede yanlış var  görüyor. Bunlar dile getirilmeyecekse, aman kırılmasın, üzülmesin diye insan kendi haline bırakılacaksa ben ne anlarım o dostluktan ?
Elbette gerçeği kabullenmek zor geliyor,  suçlu olduğunu, yanlış yaptığını kabullenmek..
Hele ki egonuz yaralanıyorsa  çok zor..
Ama mantıklı insanın yapacağı,   kırılıp küsmek değil, külahını önüne alıp düşünmek..
Çünkü bir insan sizi gerçekten seviyorsa,  gerçeği,  bedeli ne olursa olsun yüzünüze haykırmalıdır. Susup, sadece sizi anlamakla yetiniyorsa, o sevginin sorgulanması gerekir..







18.03.2013

.....

Başkasından medet ummak, kaderini O'nun ellerine teslim etmektir.  Hayatına sahip çık ve kaderini kendin yaz..





ANLADIM Kİ.


Bir gün seni çok kıskanıyorum demiştim hatırlıyor musun ? Yüzüne çarpan rüzgardan tut da, üzerine yağan yağmurdan bile..Sokakta selam verdiğin insandan,  karşılıklı çay içtiğin bir arkadaştan, hatta köyünden sana kiraz getiren odacından...
Hayatına giren, teğet geçen kim varsa ondan kıskanmıştım..
Yanılmışım...
Asıl kıskanmam gereken senin ruhunu görenmiş..
Elini, dudağını değil, yüreğini öpenmiş..
Sana sevgiyle bakan değil, seni sevgiyle besleyenmiş..
Ve yalnızlığını düşündükçe anlıyorum  ki,
Aslında seni kıskanmam gerekmezmiş...





16.03.2013

BEYNİME FORMAT ATMAM LAZIM..


Benden çok iyi koleksiyoncu olurmuş.Biriktirmekte ve saklamakta üstüme yok.
Baktım dolaba envai çeşit bitki çayı. Hepsi mis gibi, jelatini bile açılmamış. Bergamotlu yeşil çay, tarçınlı yeşil çay, üzüm çekirdekli mürdüm erikli, kayısılı.... uzar gider bu liste.Merak etmeyiniz, son kullanma tarihlerini sık sık kontrol ediyorum :)
     Kıyafetlerde de durum aynı..Tipik kadın modeli..Dolabı doludur, ama üzerine giyecek hiç bir şeyi yoktur. O şişman gösteriyor, bu üzerime yapışıyor.....Madem öyle, dün gördün işte. Kızılay ne güzel  kaldırıma koymuş kıyafet toplama sandığı.. Ama nerde..Dolabı sıcak tutacak illede. Olmadı dolu gösterecek..
Hadi bunlar neyse, bir gece yarısı  darbe yapar, halledersin.. 
Asıl sorun beynimdeki karmaşa.
Beynimdeki doluluk..
    Haaa çok mu bilgiliyim..Yok canım ne haddime, kim çok para ister yarışmasına girsem ,suratıma bakan ilk soruyu sorma zahmetine bile girmeden, direkt eler beni .Öyle çok bişey bildiğim falan yok. Ama nerde gereksiz bilgi var, belki bir gün lazım olur  deyip, depolamışım  bir yerlere.. Lazım da oluyor gerçi ama, o kargaşalıkta ara bul bulabilirsen..
     Tabi sadece  gereksiz bilgi birikimi değil derdim.. Asla gerçekleşemeyecek hayallerim de var. İnsanda bi entellik merakı var  ya hani..Ben   kültür açısından fakir olunca, hayal enteli mi olmuşum ne. Mesela  son zamanlarda  ikinci ünv. takıntısı başladı. Ya kardeşim okuyacaksan, yap başvurunu git oku. Hem ne güzel sınav derdi de yokmuş..Ağzında sakız gibi ne dolandırıp duruyorsun.. Baktın gördün  bu konuda girişimin yok, kaldır at çöpe. 
    Balerin mi olmak istiyorsun ( paniğe mahal yok, yaşım tutuyor :)) ama ille de yuvarlanarak mı yapmak istiyorsun, ( hoş ben ona da üşenirim ya, neyse )   bak bakalım balede o tür icat edilmiş mi?  Hala   yoksa öyle bir imkan , sar gazeteye, bir  parkta bank üzerine bırak.. Belki bir taliplisi olur..
   Hiç bana insana dinamizm kazandıran hayalleridir falan demeyin.. Oluru var olmazı var. Olmazların peşinden koşup hayal kırıklığına uğramaya ne gerek var. Olacakları besle büyüt..( Tam burda elin oğlu/ kızı  gelsin , katletsin falan demeyeceğim )
    Bunu unutmamam lazım.. aman ne çok şey biliyorum ben bir bilseniz ( Yukarıdakilere mi inanmıştınız yoksa, gereksiz o bilgi, derhal beyninizden atın, hatta bunu da az sonra atabilirsiniz :)) Hani konuşmaya başlasam bırakın külünü, mangal kalmaz ortada. Hoşgörülü olmaktan tutun da, insanın kendisini koruyabilmesi, insanlarla ilişkisini ayarlayabilmesi,  beğenmediği yönlerini nasıl törpüleyebileceği, mutlu evliliğin sırları, 10 krizde iyi dost olmanın yolları ......hepsi hakkında konferans verebilirim.Ama uygulayabiliyor muyum ? Nerdeeee, hatta bazen bakıyorum yazdığım yazılara, altında da  kendi yorumumu okuyorum, tamamen bir birine tezat....Bu kadar  mı olur ya? Düşüncelerim otur oturduğun yerde  diyor, yaptıklarım hadi kalk gidelim...Ufak tefek can sıkıntılarını kafaya takıyorum, ondan sonra da neden kafaya takıyorum diye takıyorum..Biraz rahat olmalı insan.O halde ne yapmak lazım, bildiklerini değil, yaptıklarını ölçüp biçeceksin..Kendini değiştirebiliyorsan değiştir, değiştiremiyorsan olduğun gibi kabul et, barış kendinle..Şimdi bunun beyinle ne alakası var.. Bilemedim ben de..Siz iliştiriverin konuya  bi zahmet :)
    Beynimiz nasıl bilmiyorum..Belki  ikinciye başlar bitirirsem, üçüncü tıp düşünüyorum, o zaman söylerim.. ( bu hayaller çöpe gitmeden iyice kullanayım da aklımda kalmasın diye söylüyorum :)) Ama hep şöyle hayal ediyorum.. Küçük küçük odacıklar var. Birinde birikim, birinde hayaller, birinde sinirler..... gibi. Odacıkların da içinde dolaplar, dolaplarda çekmeceler.. İşte her şey oralarda depolanıyor. Çok karışık olursa lazım olanları bulmak, kullanmak zaman alıyor gibi.Ya da Allah korusun o karmaşada yanlış bişey de geçebilir insanın eline..  
Gereksizleri atmak, ortamı havalandırmak lazım..
Kendimizle  barışmak lazım...
Müdahale edemediğimiz olayları ve insanları oldukları gibi kabul etmek lazım..
Kapasite ile uyumlu hayal kurup, askıya almadan peşinden koşmak lazım..
Yapılacak işleri biriktirmeden  sıraya koyup halletmek lazım..
Ruhtaki ataleti atmak lazım..
Her daim güler yüzlü, pozitif  düşünceli olmak lazım...
Yeni bir yol, yeni bir kişilik  lazım.
Hepimize , en çok da bana kolay gelsin :))