Başkasından medet ummak, kaderini O'nun ellerine teslim etmektir. Hayatına sahip çık ve kaderini kendin yaz..
18.03.2013
ANLADIM Kİ.
Bir gün seni çok kıskanıyorum demiştim hatırlıyor musun ? Yüzüne çarpan rüzgardan tut da, üzerine yağan yağmurdan bile..Sokakta selam verdiğin insandan, karşılıklı çay içtiğin bir arkadaştan, hatta köyünden sana kiraz getiren odacından...
Hayatına giren, teğet geçen kim varsa ondan kıskanmıştım..
Yanılmışım...
Asıl kıskanmam gereken senin ruhunu görenmiş..
Elini, dudağını değil, yüreğini öpenmiş..
Sana sevgiyle bakan değil, seni sevgiyle besleyenmiş..
Ve yalnızlığını düşündükçe anlıyorum ki,
Aslında seni kıskanmam gerekmezmiş...
16.03.2013
BEYNİME FORMAT ATMAM LAZIM..
Benden çok iyi koleksiyoncu olurmuş.Biriktirmekte ve saklamakta üstüme yok.
Baktım dolaba envai çeşit bitki çayı. Hepsi mis gibi, jelatini bile açılmamış. Bergamotlu yeşil çay, tarçınlı yeşil çay, üzüm çekirdekli mürdüm erikli, kayısılı.... uzar gider bu liste.Merak etmeyiniz, son kullanma tarihlerini sık sık kontrol ediyorum :)
Kıyafetlerde de durum aynı..Tipik kadın modeli..Dolabı doludur, ama üzerine giyecek hiç bir şeyi yoktur. O şişman gösteriyor, bu üzerime yapışıyor.....Madem öyle, dün gördün işte. Kızılay ne güzel kaldırıma koymuş kıyafet toplama sandığı.. Ama nerde..Dolabı sıcak tutacak illede. Olmadı dolu gösterecek..
Hadi bunlar neyse, bir gece yarısı darbe yapar, halledersin..
Asıl sorun beynimdeki karmaşa.
Beynimdeki doluluk..
Haaa çok mu bilgiliyim..Yok canım ne haddime, kim çok para ister yarışmasına girsem ,suratıma bakan ilk soruyu sorma zahmetine bile girmeden, direkt eler beni .Öyle çok bişey bildiğim falan yok. Ama nerde gereksiz bilgi var, belki bir gün lazım olur deyip, depolamışım bir yerlere.. Lazım da oluyor gerçi ama, o kargaşalıkta ara bul bulabilirsen..
Tabi sadece gereksiz bilgi birikimi değil derdim.. Asla gerçekleşemeyecek hayallerim de var. İnsanda bi entellik merakı var ya hani..Ben kültür açısından fakir olunca, hayal enteli mi olmuşum ne. Mesela son zamanlarda ikinci ünv. takıntısı başladı. Ya kardeşim okuyacaksan, yap başvurunu git oku. Hem ne güzel sınav derdi de yokmuş..Ağzında sakız gibi ne dolandırıp duruyorsun.. Baktın gördün bu konuda girişimin yok, kaldır at çöpe.
Balerin mi olmak istiyorsun ( paniğe mahal yok, yaşım tutuyor :)) ama ille de yuvarlanarak mı yapmak istiyorsun, ( hoş ben ona da üşenirim ya, neyse ) bak bakalım balede o tür icat edilmiş mi? Hala yoksa öyle bir imkan , sar gazeteye, bir parkta bank üzerine bırak.. Belki bir taliplisi olur..
Hiç bana insana dinamizm kazandıran hayalleridir falan demeyin.. Oluru var olmazı var. Olmazların peşinden koşup hayal kırıklığına uğramaya ne gerek var. Olacakları besle büyüt..( Tam burda elin oğlu/ kızı gelsin , katletsin falan demeyeceğim )
Bunu unutmamam lazım.. aman ne çok şey biliyorum ben bir bilseniz ( Yukarıdakilere mi inanmıştınız yoksa, gereksiz o bilgi, derhal beyninizden atın, hatta bunu da az sonra atabilirsiniz :)) Hani konuşmaya başlasam bırakın külünü, mangal kalmaz ortada. Hoşgörülü olmaktan tutun da, insanın kendisini koruyabilmesi, insanlarla ilişkisini ayarlayabilmesi, beğenmediği yönlerini nasıl törpüleyebileceği, mutlu evliliğin sırları, 10 krizde iyi dost olmanın yolları ......hepsi hakkında konferans verebilirim.Ama uygulayabiliyor muyum ? Nerdeeee, hatta bazen bakıyorum yazdığım yazılara, altında da kendi yorumumu okuyorum, tamamen bir birine tezat....Bu kadar mı olur ya? Düşüncelerim otur oturduğun yerde diyor, yaptıklarım hadi kalk gidelim...Ufak tefek can sıkıntılarını kafaya takıyorum, ondan sonra da neden kafaya takıyorum diye takıyorum..Biraz rahat olmalı insan.O halde ne yapmak lazım, bildiklerini değil, yaptıklarını ölçüp biçeceksin..Kendini değiştirebiliyorsan değiştir, değiştiremiyorsan olduğun gibi kabul et, barış kendinle..Şimdi bunun beyinle ne alakası var.. Bilemedim ben de..Siz iliştiriverin konuya bi zahmet :)
Beynimiz nasıl bilmiyorum..Belki ikinciye başlar bitirirsem, üçüncü tıp düşünüyorum, o zaman söylerim.. ( bu hayaller çöpe gitmeden iyice kullanayım da aklımda kalmasın diye söylüyorum :)) Ama hep şöyle hayal ediyorum.. Küçük küçük odacıklar var. Birinde birikim, birinde hayaller, birinde sinirler..... gibi. Odacıkların da içinde dolaplar, dolaplarda çekmeceler.. İşte her şey oralarda depolanıyor. Çok karışık olursa lazım olanları bulmak, kullanmak zaman alıyor gibi.Ya da Allah korusun o karmaşada yanlış bişey de geçebilir insanın eline..
Gereksizleri atmak, ortamı havalandırmak lazım..
Kendimizle barışmak lazım...
Müdahale edemediğimiz olayları ve insanları oldukları gibi kabul etmek lazım..
Kapasite ile uyumlu hayal kurup, askıya almadan peşinden koşmak lazım..
Yapılacak işleri biriktirmeden sıraya koyup halletmek lazım..
Ruhtaki ataleti atmak lazım..
Her daim güler yüzlü, pozitif düşünceli olmak lazım...
Yeni bir yol, yeni bir kişilik lazım.
Hepimize , en çok da bana kolay gelsin :))
15.03.2013
BENDESİN ...
Artık eskisi kadar anmıyorum adını..
bir şey değişmedi aslında..
bıraktığın gibi..
gülüşün aklımda
ve ellerin
ve sözlerin
bazen içimi dağlayan, bazen de derde derman olan sözlerin
işime gelmiyor hepsini tek tek yeniden kendime söylemek..
ayıklıyorum teker teker
üşüdüğümde, dudaklarından dökülüveren sıcacık sevgi dolu sözlerini hatırlıyorum.
ve nefret çıktığında sahneye, ruhumu buz kesen kelimelerini düşünüyorum..
doğrusu neydi?
senden başka kim bilebilir ki?
hoş artık önemi de yok..
ne sen yüreğime yerleşebildin
ne de ben seni bırakıp gidebildim..
bendesin ama benim değilsin..
DİĞER YARI (M)
Çok sevdiğinde mi ?...
Çok sevildiğinde mi ?....
Hayır, karşısındaki, ayna olabildiğinde...
O'nda ve O'nunla kendisini keşfedebildiğinde...
14.03.2013
ÇALIŞAN KADIN / EVCİMEN ERKEK
Geleneksel Türk toplumunda eşlerin yeri de, görevleri de bellidir.
Erkek dışa dönüktür, evin geçimin sağlar,
Kadın evi çekip çevirir, anne olduysa, çocuklarına bakar.
Nitekim Kadir abimiz de " evimin kadını, çocuklarımın anası olacaksın üleynnn" diyerek bu duruma onay vermiştir.
Ancak gelin görün ki, hayat şartlarının değişmesi, kadının da eğitim seviyesinin yükselmesi, maddi sıkıntılar...vs. vs. vs. neticesinde kadın da çalışma hayatına atılmıştır mecburen.. Ha buna karşı mıyım elbette değilim. Çalışmanın kadının bilinçlenmesi, özgüveninin gelişmesi gibi olumlu etkilerini hepimiz biliyoruz. Benim anlayamadığım, gerçekten kadın ekonomik özgürlüğe sahip olmak için mi çalışıyor.. Kariyer yapma hırsı, geçim şartlarının zorluğu.... nedeniyle çalışan yok mu ?
Her çalışan kadın , aldığı maaşı istediği gibi tasarruf etme hakkına sahip mi ?
Kadın yorgun argın işten döndükten sonra yemek, bulaşık işleriyle uğraşırken, erkeğin dinlenmeye çekilmesi, " daha yemek hazır değil mi?" şeklindeki mızmızlanmaları , yemek sonrası , varsa çocuklarla ilgilenilmesi, sorunlarının çözüme ulaşması , eskide mi kaldı . Artık çalışma hayatında erkekle omuz omuza olan kadın, evde de eşiyle el ele verip evin düzeninin sağlanması konusunda yeteri kadar destek alıyor mu ?
Siz hiç şöyle bir konuşmayı bırakın duymayı, olacağına ihtimal veriyor musunuz?-İsmail oğlum, hadi dışarı çıkalım da, iki tur atar, sonra kafede maç seyrederiz...
-Ne dışarı çıkması oluuuum, daha çamaşırlar asılcak, çocukların odası toplancak..
-Boşver işleri, Sibel yok mu evde, O yapsın..
-Ya Sibel'i bilmez misin, evi böyle dandini gördü mü evden kaçar...Kimbilir kimle nerde geziyordur ?
Benim erkeklerin rahatını bozmak gibi bir derdim yok.Tam tersine, kadının eş ve anne olma görevlerinin yanında, değişen hayat şartları, gelişen sosyo- ekonomik yapı nedeniyle yeni yeni roller üstlenirken, erkeğin hala " evin direği" rolüyle dar alana hapsedilmesinden duyduğum rahatsızlığı dile getirmeye çalışıyorum..Rica ederim, ajan- provokatör gözüyle bakmayınız.. Ben kesinlikle erkeğe, " evine doğru dürüst bak, bakamıyorsan da, nasıl eşin, evin geçimine yardımcı olup, senden rol çalıyorsa (!), sen de aynı şekilde O'nun sorumluluklarını biraz azaltmaya çalış. " demiyorum.. Hele ki kadına, " ekonomik özgürlük" adı altında zamanını, ruhunu, bedenini var gücünle harcıyorsun, toparlan ve kendine gel. Bunları yaparken, azıcık kendini düşün de sorumluluklarının bir kısmını eşine devret hiç demiyorum.
Bana ne milletin iç ilişkisinden..
Amerika mıyım ben...
Kimsenin arı kovanına çomak sokmak gibi bi derdim yok..
İnanmıyor musunuz?
Bence de inanmayın...
13.03.2013
.......
İnsan hayatı, kimsenin arka bahçesindeki salıncağı değil.. Her canı istediğinde sallanıp, eğlenip, sıkılınca gidemez.. Giden sakın ola ki geri dönmeye kalkmasın !
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)