Dün gece epeyce bir şeyler okuduktan sonra, hem ağrıyan gözlerimden hem de sabah yola çıkacağımdan dolayı uyumaya karar verdim. Aslında benim için erken bir vakitti 2.30 da uyumak. Deliksiz bir uyku çekmişim. Sabah 7 civarı uyandım ve Denizli'ye doğru yola koyuldum...
Yol boyunca radyo dinledim. Soma' daki felaketten haberim vardı elbette. Ama bu kadar büyük boyutlu olduğunu bilmiyordum. İçim acıdı. Kendimden utandım. Deliksiz uyumuş olmaktan dolayı vicdan azabı çektim bi an.
Umutla yakınlarının maden ocağından sağ salim çıkmasını bekleyen, uyumadan, dinlenmeden ocak ağzında dua eden insanlar geldi aklıma. Onların yaşadıklarını ne kadar anlayabilirim ki? Sonuçta ateş düştüğü yakıyor.
Üzülüyorum, üzülüyoruz. Ama yaşadığımız her felaketten sonra bir kaç gün galeyana geliyoruz, tepki gösteriyoruz ..Sonra.... Sonra normal hayatımıza dönüyoruz. ta ki, yeni bir felakete kadar... Her kafadan bir ses çıkıyor, eleştiriyoruz. Kalıcı çözümlere yanaşan olmuyor ne yazık ki...
Kaçırılan ya da kaybolan çocuk olaylarında, hayatına kastedilen, kocaları, aileleri, sevgilileri tarafından öldüren kadın cinayetlerinde de aynı.
Uyuyoruz, uyutuluyoruz....
Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum..Henüz dışarı çıkarılmamış işçilerin de sağ salim kurtulmalarını umut ediyorum...
Birilerine suç atmaktansa devamlı dua en büyük çaredir...
YanıtlaSilamin...
YanıtlaSilBu kardeşlerimizin yaşadığı hayatları belki de hayal bile edemeyiz. Bin bir zorlukla çalışıp çabalıyorlar ve de bu riski bile bile madende çalışmayı göze alıyorlar. Yani o derece bu işe muhtaçlar. Allah bu insanların yardımcısı olsun.
YanıtlaSilFurkan, dua edelim etmesine de dualar kadar, kalıcı çözümler, yasal düzenlemeler gerekiyor. Önce insan mantığını oturtmak gerekiyor...
YanıtlaSilSelimhan, gün geçtikçe umutlar tükeniyor..
Amin Ufuk Amin...Çaresizlik diye bir şey olmasa keşke..