Benim hayatımda ben , bir de 3. şahıslar var.. Tabi ara kesitte ailem, sevdiklerim, arkadaşlarım, değer verdiklerim, ilişki içinde olduklarım... vs.
3. şahıslara aynı mesafede dururum genelde. Saygı çerçevesinde. Sokakta karşılaştığım bir temizlik işçisi, postacı, resmi dairedeki memur, kasiyer, acildeki doktor..... Siz diye hitap ederim. Birinin diğerinden farkı yoktur gözümde.. Neticede hepsi "insan"dır.
Bu aralar nedense, "insan " olduğumuzu unutmaya yüz tutmuşuz gibi hissediyorum. Ara kesiti kaldırmışız da, ben ve diğerleri demeye başlamışız sanki. Ne kardeşin, ne ana babanın, ne eşin dostun önemi yok. Ben iyi olayım, ben mutlu olayım, kazanan ben olayım..... diğerlerinden bana ne.. Yeter ki keyfim yerinde olsun, başkası kırılmış dökülmüş umurumda mı ?
İşte bunun için daha çok yalnızlaşıyoruz. İnsanları kolay harcadığımız için. Duygusuzlaşıyoruz zamanla. Acıyı hissetmez, acıttığımızı bilmez oluyoruz. Öyle hızla dönüyor ki dünya, ne kendimizi sorguluyoruz, ne durup düşünüyoruz.
Yitiriyoruz insan olmanın erdemlerini. Vefa, paylaşma, yardımlaşma, hoşgörü, sevgi, saygı, diğergamlık.... tek tek gidiyor ellerimizden, parmaklarımızın arasından kayıyor, farketmiyoruz... Üzülmüyoruz, özlemiyoruz, kaybetmemek için uğraşmıyoruz, gidenleri geri döndürmek için gayret sarfetmiyoruz. Çünkü kaybettiklerimize bir anlam yüklemiyoruz.. Gidenin yerine başkasını koyabiliyoruz. Yaşanmışlıkları, hatıraları, paylaşılanları, beraber gülüp , beraber ağlamaları siliyoruz zihnimizden.....
Tüm bunların eksikliği zamanla makinalaştırıyor bizi.İfadesiz bir yüz, hissiz bir ruhla dolaşmaya başlıyoruz ortalıkta. Robot gibi.. Ne zaman taşlaştı bizim kalbimiz.. Ne zaman , nasıl, kim çekip aldı duygularımızı içimizden.. Ne zaman kolayca gözden çıkarır olduk hayatımızdakileri...
Ben artık, üzülme geçer, zaman her şeyin ilacıdır, hayat kısa yaşamana bak ..... laflarını söylemediğim gibi, duymak da istemiyorum...
Ben acaba kalbini kırdım mı, onu üzdüm mü, çok mu ileri gittim diye düşünmek istiyorum..
Ben , söylediğim bir sözden, yaptığım bir davranıştan dolayı pişmanlık yaşamak istiyorum...
Ben başkalarının yaşadığı acıyı, yokluğu, yoksunluğu hissedip, uykularım kaçsın istiyorum...
Ben darda kalana yardım edememekten, derde derman olamamaktan dolayı içim acısın istiyorum..
Ben hayatımda yeri olan insanların, gittiklerindeki boşluğu görmemek için, mücadele etmek istiyorum..
Ben insanlığımı kaybetmemek adına gerekirse acı çekmek istiyorum..
Ben hıçkıra hıçkıra ağlamak, yüreğimi yumuşatmak, duygularımı canlandırmak istiyorum...
Ben duygusuzluğa karşı tek başıma zafer kazanamasam da , Don Kişot gibi ortaya atılmak ve savaşmak istiyorum...
Ben "insan " olarak kalmak istiyorum....
Hep beraber olduğumuz insanların başkalaştığını pek fark etmiyoruz. Kendimiz de dahil. Değiştiğimizin farkında değiliz. Uzun süre görmediklerimiz bize değiştiğimizi söylüyor. Ya da biz ona... Artık anlaşamıyoruz eskisi gibi. Son zamanlarda yaşadıklarım bunlar.
YanıtlaSilSenin istediklerini hepimiz istiyoruz. Çok şey istiyoruz bence. İstemek değil, yapmak gerekiyor. Bu o kadar kolay değil.
No comments. ...
YanıtlaSilÇoğu kişinin isteği bu iyi bir insan olmak...Yapabilene demiyorum yapmaya çalışana helal olsun...Selam ve Dua ile...
YanıtlaSilAzımız insan olarak kalabiliyoruz bu hayat demdemesinde. İnsan kendini her şeyin üstünde tutmaya başladığında yalnızlaşıyor aslında, ve yalnızlık da biz insanlara göre değil.
YanıtlaSilNe güzel yazmışsın. Hepimiz duygularımızı muhafaza edebilsek ve insanları sevmekten vazgeçmesek dünya çok daha yaşanılası bir yer olurdu.
YanıtlaSil:)