26.03.2013

EY SEVGİLİ....

 


Mevsimini bilemediğim bir gündeydi gidişin..
öylesine anlamsız, öylesine sebepsizdi..
senden sonra da yaşamaya devam ettim
güneşin doğuşu yine güzel, batışı alabildiğine romantikti..
yeni kitaplar aldım, okumayacağımı bilsem de..
bir de kırmızı sardunya koydum pencereme
bazen bir filme takıldım..
güldüm, ağladım..
yeni insanlar tanıdım..
kendime yakaları dantel, beyaz bir gömlek aldım.
ama geceleri..
el ayak çekilip yalnız kaldığımda,
yumruk gibi takıldın boğazıma..
yutkunamadım..
sanki son damlaydın, gözümden akacak olan..
ağlayamadım.
en çok gecenin yalnızlığında hissettim yokluğunu..
sen hayatımdan teğet geçmiş, geldiğin gibi gitmiştin..
ama ben o noktada çakılı kalmıştım..
gülümsemene..
küsüp gitmelerine..
sebepsiz sinirlenmelerine..
bilmiyorum ne haldesin, nerdesin, kimlerlesin..
sen de düşünüyor musun ara sıra beni
olmadık zamanda düşüyor muyum aklına...
içinde ip gibi sızlıyor mu bir yerlerin..
ey sevgili..
nerde olursan ol, bir yanın bende..
kiminle olursan ol, bir parçan benle..
müebbete mahkum ettim seni..
prangalara vurdum benliğini..
kısacası sevgili...
" AKLIMDASIN MIH GİBİ ".....


24.03.2013

MUHTEŞEM İKİLİ..

Egosu güçlü bir erkek, çok akıllı bir kadın ister karşısında . Akıllı bir kadın ise, her bakımdan kendinden bir tık önde, hadi onu da geçtim , en azından kendisine yakın bir ayarda olan erkeğin hayalini kurar . Ve lakin bu kadar donanımlı bir erkeğin  çoktan havalandığını, egosunun tavan yaptığını unutmamak gerekir..
Karşıdan hayran hayran baktığı akıllı kadının yüzü kendine döndüğünde, egosu güçlü erkeğe bi haller olur.. Nasılsa menzile girmiştir kadın. Yıpratma, böl  parçala, elinden gelirse yok et  manevraları başlar.  Yaptığı hiç bir şey beğenilmez, fikri sorulmaz, kaale alınmaz.. E senin gibi bir adamın  böyle bir kadınla ne işi var  demezler mi ?
Eğer arada sadece hoşlanma  durumu varsa,  adamın burnu yere inmez, kadının gururu bu ilişkiye izin vermez,  geçti gitti, bir kaç günlük fasıldı denir..Herkes sepeti koluna takar, yoluna gider..
Gerçekten aşk varsa, bir sürü ihtimal söz konusudur..
Adam hala  dik kafalıdır, kadın dayanamaz gider, adamın yelkenler suya iner... Lakin çoktan terkedilmiştir.
Adam dik kafalıdır, kadın  sineye çeker,   " tekmele beni sendromu" eşliğinde  yaşar giderler...
Adam dik kafalıdır,  kadın inatçı çıkar.. Ne gider, ne boyun eğer... Alın elinize çiğdemleri, geçin karşılarına, seyredin.. Müthiş keyifli bir birliktelik olur.. Tartışmaları bile  buram buram akıl kokar.. Tutkuyu, nefreti, aşkı, hatta şiddeti bile görebilirsiniz.. Ayrılığa dayanamazlar, birlikteyken yapamazlar..
Ama ortada egosu güçlü bir erkek değil de, narsist biri varsa, yandı gülüm keten helva..
İşte bu yandığının resmidir kızım, ya boyun  eğer yavaş yavaş ruhunu, duygularını öldürürsün, ya da  bağrına taş basar gidersin.
Sakın bunu yenilgi olarak algılama.. Zira narsist bir erkekle baş etmek zordur..
Aklın yeter,
Gücün yeter,
Sabrın yeter,
Ama sinirlerin kaldırmaz be gülüm..
Boşuna uğraşma....







23.03.2013

.........

O kadar çok şey var ki yazmak istediğim...Ve öyle çok taslak birikti ki...
Ama hiç biri için "yayınla" ya basamıyorum...
Yazıları okuyorum...Bazılarını yarım bırakıyorum...
Hiç birini yorumlayamıyorum...







21.03.2013

NE KADAR FAYDALIYIZ, O KADAR İNSANIZ


İnsanın iç dünyasına dalması  elzemdir.
Yoksa nasıl çeki düzen verir kendisine..
Nasıl anlar yanlış yaptığını..
Nasıl sorgular,
Yargılar...
Ama  her daim yaşam alanı batını olursa,
Gündelik  olağan olayları kaçırır..
Gölgesiyle bile kavga etmeye başlar.
Sorunlar büyür gözünde, dağ gibi olur.
Oysa paylaşmaktır yaradılış gayelerinden biri..
Ne zaman ki başka insanların dertleriyle hemhal olur,
Sorunlarıyla daha kolay baş edebilir..
Tek dertli olanın, çıkmazda kalanın kendisi olmadığını anlar..
Bir çiğ tanesi gibi, gönüldeki yangının üzerine damlar..
Başkasına ne kadar faydalı olabiliyorsa,
Farklı bir yol açabiliyorsa,
O kadar "insan"dır.
Aksi bencillikten başka bir şey değildir..






19.03.2013

BİR GÜN BİR ARKADAŞIM ÇEMKİRDİ, HAYATIM DEĞİŞTİ..



Bütün gün  canım sıkkın dolaşmışım..Bir suratsızım ki sormayın gitsin..Bahanem hazır , her zamanki gibi: "herşey üst üste geldi"...
Günlük mutad konuşmamızı yapıyoruz.. Ben  incir çekirdeğini doldurmayacak hezeyanlarımdan bahsediyorum..Hani dokunsalar ağlayacak durumdayım.
Meğer O'nun da canı burnundaymş. Ne bileyim ben  saatlerce ağır cezada duruşmada olduğunu..
Amannnnn bir başladı  ki sormayın gitsin.. Hani karşısında olsam dövecek..Çemkiriyor ki, ne çemkirme..
Ben başladım  salya sümük ağlamaya...
Canım benim..Hiç  kıyamaz bana, çok sever.. O sinirinin ve öfkesinin arasında ara ara  " niye ağlıyorsun şimdi? "  sorusunu sormayı da ihmal etmedi hiç.. Sordu sormasına da, cevap umurunda değil ki,  nefes bile almadan  devam etti tam gaz..
Sonra ne mi oldu...
Sabah bir kalktım, kuş gibi hafiflemişim.
Her şey pek bi farklı geldi gözüme.
Meğer ne saçma bir çıkmaza girmişim dedim.Ne çok abartmışım olayları..
İşte bu dedim..Dostluk arkadaşlık bu. Derdimiz  anlaşılmak değil sadece.. Göremediğimiz yanlışların  güzellikle, olmadı çemkirmeyle gözümüze sokulması. Yoksa hatasından nasıl döner insan. Olayların dışında olan daha iyi gözlemliyor. Nerede yanlış var  görüyor. Bunlar dile getirilmeyecekse, aman kırılmasın, üzülmesin diye insan kendi haline bırakılacaksa ben ne anlarım o dostluktan ?
Elbette gerçeği kabullenmek zor geliyor,  suçlu olduğunu, yanlış yaptığını kabullenmek..
Hele ki egonuz yaralanıyorsa  çok zor..
Ama mantıklı insanın yapacağı,   kırılıp küsmek değil, külahını önüne alıp düşünmek..
Çünkü bir insan sizi gerçekten seviyorsa,  gerçeği,  bedeli ne olursa olsun yüzünüze haykırmalıdır. Susup, sadece sizi anlamakla yetiniyorsa, o sevginin sorgulanması gerekir..







18.03.2013

.....

Başkasından medet ummak, kaderini O'nun ellerine teslim etmektir.  Hayatına sahip çık ve kaderini kendin yaz..





ANLADIM Kİ.


Bir gün seni çok kıskanıyorum demiştim hatırlıyor musun ? Yüzüne çarpan rüzgardan tut da, üzerine yağan yağmurdan bile..Sokakta selam verdiğin insandan,  karşılıklı çay içtiğin bir arkadaştan, hatta köyünden sana kiraz getiren odacından...
Hayatına giren, teğet geçen kim varsa ondan kıskanmıştım..
Yanılmışım...
Asıl kıskanmam gereken senin ruhunu görenmiş..
Elini, dudağını değil, yüreğini öpenmiş..
Sana sevgiyle bakan değil, seni sevgiyle besleyenmiş..
Ve yalnızlığını düşündükçe anlıyorum  ki,
Aslında seni kıskanmam gerekmezmiş...