14.12.2012 tarihli bir yazım....
Haberleri seyrediyorum..Çığlık çığlığa sokak ortasında bir kadın koşup, markete giriyor can havliyle. Ardından da kocası..Yakalayıp, dışarı çıkartıyor, tekme tokat...O sırada insanlığı, adamlığı, vicdanı, insafı ... dumura uğramış olan market sahibi etkisiz eleman rolünde. Kılı kıpırdamıyor..Neyse ki henüz insanlık ölmemiş, sokak sakinleri çığlıkları duyup, adamın elinden kadını kurtarıyorlar..
Haberleri seyrediyorum..Çığlık çığlığa sokak ortasında bir kadın koşup, markete giriyor can havliyle. Ardından da kocası..Yakalayıp, dışarı çıkartıyor, tekme tokat...O sırada insanlığı, adamlığı, vicdanı, insafı ... dumura uğramış olan market sahibi etkisiz eleman rolünde. Kılı kıpırdamıyor..Neyse ki henüz insanlık ölmemiş, sokak sakinleri çığlıkları duyup, adamın elinden kadını kurtarıyorlar..
Haberleri seyrediyorum.. Merdivenlerden inen bir çift..İkisinin de kucağında birer çocuk..Sonra evde yan yana görüntüleri.Adam pişman olmuş, kadın affetmiş. Kadının alnına konan bir öpücük..Barışmışlar. Bir gece önce ortalığı ayağa kaldıran kadın, affetmiş. Bir gece önce kadının hayatına kastetmiş, insanlıktan çıkmış adam pişman olmuş..
İçim acıyor. Kim bilir kaç kadın bu halde. Şiddet görüyor , bu aşağılayıcı davranışa maruz kalıyor, hiçleştiriliyor, gururu inciniyor, ruhu yara alıyor. Hem de kendisini dış dünyaya karşı koruyup kollaması gereken hayat arkadaşı yapıyor bunu. Aynı evi, aynı sofrayı, aynı yatağı paylaştığı adam yapıyor bunu. Ve kadın o hayata, o adamla devam ediyor. Bu boyun eğişin sebebi kişiye göre değişir elbet. Kimi maddi imkansızlıktan, güvencesi olmadığından susar. Kimi hastalıklı sevgisi yüzünden vazgeçemez.. Ya da çocuklarını mağdur etmekten korkar, öyle bir ortamda büyümelerinin aslında daha çok zarar vereceğini göz ardı ederek. Toplumun kötü gözle bakacağını düşünüp susanlar da vardır, ailesinin zoruyla bu cehennem hayatına devam edenler de....
Öyle ya, nasıl yetiştiriliriz biz ?
"Kol kırılır yen içinde kalır"
"Bu evden gelinlikle çıkar, kefenle dönersin"
"Erkek adam, döver de sever de.."
Bütün bunların sebebi, ailenin kutsallığını koruma, aile birliğini ayakta tutma adına olabilir mi gerçekten? önemli olan bireyin ruhsal ve bedensel sağlığını, bütünlüğünü korumak değil midir ? İnsanın vücut bütünlüğü onun kişisel haklarından değil midir? Anayasa bunu güvence altına almamış mıdır ? Madde 17:...Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyeti ile bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.." demiyor mu? Devlet bile bu sınırlamaya, yasağa tabi iken, bireyin başka birine bunu yapmaya hakkı olabilir mi? Düşünün;
-Annesinin ,her gün babası tarafından şiddete maruz bırakıldığını gören,
-Kendisini düştüğü yerden kaldıran annesinin bir de tokadını yiyen,
-Oyun oynadığı arkadaşları tarafından dövülen,
-Öğretmeninin de darp ettiği ......bir çocuktan nasıl anne-baba olmasını bekliyorsunuz ki ?Böyle bir insan küçüklükten zaten potansiyel şiddet eğilimlisi olmaz mı?
-Annesinin ,her gün babası tarafından şiddete maruz bırakıldığını gören,
-Kendisini düştüğü yerden kaldıran annesinin bir de tokadını yiyen,
-Oyun oynadığı arkadaşları tarafından dövülen,
-Öğretmeninin de darp ettiği ......bir çocuktan nasıl anne-baba olmasını bekliyorsunuz ki ?Böyle bir insan küçüklükten zaten potansiyel şiddet eğilimlisi olmaz mı?
Kadın vekilin bile şiddete maruz kaldığı bu toplumda , istatistikler öyle korkunç ki ! Kadınların %97 si hayatında bir kez de olsa şiddet görüyor. Eşinden, babasından, erkek kardeşinden, erkek arkadaşından...Üstelik üniversite mezunları da şiddet gösterebiliyor. Yani öğretim görmüş ama eğitimden nasibini alamamış olanlar. Özellikle son zamanlarda şiddetin boyutları öyle arttı ki, ölüme varan sonuçlar vererek hem de..
Ayrıca bu durum, buz dağının görünen kısmı.. Bir de henüz herkesin farkındalığına varamadığı, varsa da görmezden geldiği, önemsemediği başka şiddet türleri de var ki, fiziksel şiddetten aşağı kalır yanları yok bence.. Duygusal şiddet, ekonomik şiddet, cinsel şiddet, sözel şiddet, psikolojik şiddet.......Eğer bunları da istatistiklere dahil etsek, toplumun tamamı mağdur olur sanırım. Çünkü bu durumda kadın, erkek, çocuk herkes buna dahil.
Bunun çözümü kısa vadeli değil elbette. Devlet, öncelikle vatandaşına şiddet uygulamaktan vazgeçip, bireyler arası şiddete engel olmak için de ivedilikle ve etkili, kesin çözümler bulmak zorunda.İşe alınırken bile sabıka kaydı gerekmiyor mu? Ehliyet alırken nasıl sınava tabi isek, arabanın idaresi için bile eğitimden geçiyorsak, aileyi yürütmekle mükellef olacak tarafların da hadi geçtim eğitimi, sınavdan geçmeleri gerekmez mi ? Nasıl yeni evlenecek çiftler kan tahlili yaptırıyorsa, kan uyuşmazlığını anlamak adına, ruhsal uyuşmazlığa engel olmak için, kişilik testinden geçirilemezler mi? Bir insanın şiddete eğilimli olup olmadığının 3-5 soruyla, bir kaç şekille anlaşılması bu kadar zor mudur? Bu tür bir problemi olan insana uygulanabilecek mecburi bir tedavi yok mudur ?
Ya toplum? Neden böyle adamları dışlamazlar? Neden onlarla teşrik-i mesaiye, sohbet etmeye, onlarla ticari ilişki kurmaya, alış veriş yapmaya, onlara hizmet etmeye devam ederler? Bir kadının yaptığı yanlışlığı ölümle cezalandıran töre, şiddet uygulayana nasıl bir ceza öngörür?
Toplumsal çöküş nasıl ki aileden başlıyorsa, eğitim de aileden başlar.. Lütfen, çocuklarınıza bir fiske atmadan büyütün onları... Siz onlara şiddet uygulamayın ki, ileride onlar da şiddete meyilli olmasınlar...Gözünüzden sakındığınız evlatlarınızı sadece kendinizden değil, başkalarından da koruyun, sahip çıkın...
Kimbilir, belki sonraki nesiller bu zorbalıktan kurtulmuş olurlar...
Ah fedakar kadın.
YanıtlaSilAh ana, yeri geldim mi baba olan kadın. Cephede düşmanla göğüs göğüse çarpışan kadın ve yine türlü türlü eziyetlere katlanan kadın. Öyle ince ve hassas konuyu ele almışsın ki duyarlılığından dolayı teşekkür ederim.
Aslında şiddet uygulanmayan evlerde de durum pek iç açıcı değil bana göre. Benim çocuğum yok. Çocuğu eğlence olsun diye ya da toplum baskısıyla yapacak değilim. Çoğu insanın bu sebeplerden yaptığından eminim. Özensiz büyütülen çocuklardan bu anlaşılıyor.
YanıtlaSil-Aç mı bıraktık, susuz mu bıraktık. Saçımızı süpürge ettik. Yemedik yedirdik şeklinde büyütülen çocuklar. Acaba bu nasıl bir insan olacak?/olmalı? diye düşünen pek yok gibi. Aman üniversiteyi kazansın da... şeklinde bir düşünce var ama ahlakı nasıl olacak diye bir düşünce yok. Sonuç hep ilk başta söylediğim cümlelere dayanıyor. "Bize yaşlanınca baksın" diye evlatlar yetiştiriyoruz. Ve sevgisiz yetiştirilen bu çocuklar da bize bakmıyor zaten. :)
çok güzel özetlemişsiniz.. güzel öneriler sunmuşsunuz. yüreğinize sağlık..
YanıtlaSilçok acı verici bir durum..
her zaman için çözümler vardır.ama işte uygulayacak yönetimlerden mahrumuz. en küçük şiddeti uygulayanın yanına kar kalmamalı. çocukları, eşi devlet korumasına alınmalı. evlenmesine de oy verilmesine de izin verilmemeli.
Sadece kadın değil insanı inciten insan cezalandırılsın. Bu ne ya..Maalesef çok üzücü durumlarla sık sık karşılaşıyoruz. Dahamı arttı ne gün günü aratır oldu. Yazık kadına, yazık eziyet çeken her cana...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim Hamiyet.. Ama kadına eziyet eden erkekleri de yine başka bir kadın yetiştiriyor.. Tam bir ironi..
YanıtlaSilKonuya çok güzel bir bakış açısı getirmişsin Yolcu.. Tamamlayıcı olmuş :)
Serkan geçen haberlerde diyordu. Kadın koruma istemiş, isim hatası nedeniyle kocaya koruma verilmiş.. Ve o koruma isteyen kadın, daha sonra kocası tarafından ÖLDÜRÜLDÜ !!!!
Artık haber dinlemek bile istemiyorum Vuslat..Dünyayı her geçen gün daha yaşanmaz hale getiriyoruz..
yorum yazmayacağım Kahve Telvesi... Bir şey söylemeyeceğim... ne söyleyebilirim ki...hangi kelime anlatır ki tüm bu saçma yaşamları...
YanıtlaSilKadınları biraz daha haklarını korumaya, kendi hayatlarını kazanmaya ve tercihlerini doğru yapmaya çağırıyorum. Bu dönem sandıklardan çıkacak oy kadını çok daha geriye götürüp yok sayılmasına neden olabilir.
SilEvet üzücü ama durumu değiştirecek olan biz kadınlarız. kendimize değer verelim.
Sevgilerimle
İnsanın içi acıyor değil mi Serkan..
YanıtlaSilHem de çok...
YanıtlaSilbugün caddenin ortasında bir kavgaya denk geldik, koca bir kalabalık durmuş seyrediyordu ve iki gözü dönmüş adamı yatıştırmaya çalışan kadın vardı çırpınıyordu nolur git diyordu karşısındaki adama, kendi eşinide tutuyordu sanırım eşi ve ya sevgilisiydi.. öteki adam laf edince kadında engel olunca aralarında durunca birden döndü ve öyle bir tokat attı ki, o an içim cız etti öfkeyle.. oradaki adamların o kendini bilmez adama haddini bilirmeleri gerekiyordu.. bir kadına el kalkıyorsa, o adamı orada pataklayacaklar.. eşi de falan filan aile meselesi karışılmaz demeyeceksin, eşin de malın değil ya...ona kalkan o eli kırıcaksın vesselam..
YanıtlaSilYazı mükemmel, düşünceler sahici tebrikler..Ne kadar yazarsak çizersek ne fayda..hala devam ..kadınları rahat bırakmazlar
YanıtlaSilBir Hayal Kur, haklı olabilirsin de, çözüm bu değil ki.. Daha genel ve köklü bir şeyler yapılması lazım..
YanıtlaSilTeşekkür ederim Dilek.. Sonu gelmeyecekmiş gibi bir umutsuzluğa kapılıyor insan..
Pe Hito, tek taraflı olmaz ki bu işler..Direnenler ölümle cezalandırılıyor işte, görüyoruz..
YanıtlaSilkahve telvesi
SilHaklısın bir kişiyle olacak iş değil ama sandık çok şeyi değiştirecek. Aklımızı başımıza toplayalım. Ben kadının insan gibi görülmediği bir ülkede yaşamak istemiyorum.
Ülkemi çok seviyorum, burada kalmak istiyorum ama değişim şart.
Neyse canım kötü hissediyorum bunlar mevzu olunca. Denilecek çok şey var ama ben onu sandıkta ki oyumla söyleyeceğim.
Sevgilerimle
:)