3.11.2013

GÜL VE DİKEN...



Genç adam ayağa kalktı,
Kompartımandan dışarı çıkıp, koridordaki pencereyi açtı..
Başını uzattı ,  ılık esen rüzgarı hissetti yüzünde...
Ellerini iki yana açıp gülümsedi..
İşte tam o anda,
Kendine doğru yaklaşmakta olan beyaz gülü farketti...
Tüm safiyeti ve masumiyetiyle gül , bağırıyordu sanki
" al beni, al beni "
 Elini uzatıp koparmak istedi..
Büyük bir heyecanla  gülü kavradı,
İşte o anda gülün dikenleri eline battı..
Acıyla  bıraktı gülü..
Dikenler elini kanatmıştı.
Hatta gülün beyaz  yapraklarına da kan bulaşmıştı..
Her şey bir kaç saniyede olup bitmişti.
Bu kadar kısa süre, ikisinin de hayatını değiştirmişti..
Genç adam, belki dikenlerin acısını çabuk unutacak,
Ama  sahip olamadığı  gülü asla aklından çıkaramayacaktı..
Gül mü...
O,  kırılan dalıyla asla başedemeyecek,
önce solup, sonra kuruyacaktı...





9 yorum:

  1. Muhteşem yazmışsın.
    :)
    Aceleci olmamak, birbirimizin hayatına usulca girmek, nerde ne yaşamak istediğini bilmek gerek.
    Yoksa iki kişi de zararlı çıkıyor bu işten. Ellerine sağlık.
    :)

    YanıtlaSil
  2. Pe Hito, bence senin yorumun daha muhteşem..Ne anlatmak istediğimi çok güzel özetlemişsin...:)

    YanıtlaSil
  3. gül ve bülbül ün hikayesi geldi aklıma...

    YanıtlaSil
  4. Bülbül, gülden asla vazgeçmez ama Cem :)

    YanıtlaSil
  5. gerçi bizim de aradığımız "ölümüne" olanından ya neyse...

    YanıtlaSil
  6. Aradığını bulamıyorsan, bulduğunla yetineceksin Cem :)

    YanıtlaSil
  7. Ne bir gül gibi güzel ve hırçın oldum; ne de bir şeylere bir an önce sahip olmaya çalışan gözü kapalı aşık.

    Vasat iyidir.

    YanıtlaSil
  8. İtidalli olmak en iyisidir belki de, bunu başarmaz zor be Yolcu :)

    YanıtlaSil