İlk izlenimin çok da güzel oluyor..
Sana sunduğu, göz önüne serdiği yönüyle hayranlığın tavan yapıyor..
Sonra..
Günlerden bir gün, öyle bir şey söylüyor ya da yapıyor ki,
Aklın hayalin duruyor..
Nasıl bu kadar yanıldım diyorsun..
İnsanın gözü bu kadar mı kör olur ?
Ben bu insanlar hakkında ne zaman yanılmayı bırakıp doğru teşhislerde bulunacağım ?
İşte tam o anda düşünmeye başlıyorsun..
Hata sende değil..
Tekamülü bir noktada ele alıp, diğer hususları atlayan zihniyette..
Bir tarafını geliştirip, kalanını güdük bırakanda suç..
Çok güzel şiir okuyan birinin duygusal derinliği olduğunu düşünmen senin suçun değil...
Güzel yazılar yazanın, insan ilişkilerinde çuvallaması da senin hatan değil...
Belirli bir mevkiye gelmiş, yaşı kemale ermiş bir insanın hala ben merkezli yaşaması,
Koca şirketi idare edenin, maaşını kullanmakta beceriksiz olması,
İyi bir baba / eş olanın , iyi bir evlat/ arkadaş olamaması ve bunu görmemen onun noksanlığından kaynaklanıyor..
Dışarıdan bakımlı / iyi giyimli / eli yüzü düzgün birinin evinde oturacak yer bulamaman senin pimpirikliğinden değil...
Elbette ki insanoğlunun bazı konularda yeteneği, diğerlerinden üstünlüğü olacak, olabilir...
Her açıdan kendisini yetiştirmesini, her alanda iyi olmasını bekleyemeyiz..
Kimseyi böyle bir şeyle zorunlu tutamayız...
Ama uçurum da olmasın be kardeşim..
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBir şeye fazla takıp belki daha önemli şeylerde kendini salıvermesi insanın. Ben de buna pek anlam veremem. Ben zaten hiçbirine anlam veremem. Zira şu sıralar her şeyi salıvermiş durumdayım. :)
YanıtlaSilMesela temizlik hastası hanımların zihinlerini temizlemek hiç aklına gelmez mi? Bir komşumun gelip camdan bakarak (herhalde pis görmüş olacak ki) -Balkonunu fazla kullanmıyorsun herhalde diyecek kadar. Aslında balkonu hiç kullanmıyorum, bu zihniyetteki insanların zihinlerini kullanmadığı kadar.
çok güzel bir konuya değinmişsin. ama işte insan o kadar unutkan ki bunu sürekli kafasında canlı tutamıyor. illa ki birilerinin hatırlatması gerekiyor ve bu hatırlatma çoğu zaman yanıldıktan sonra geliyor.
YanıtlaSilaynı başlıkla ben de yazmıştım. İçeriği farklı olsa da...
YanıtlaSilhttp://dilsizkuyu.blogspot.com/2011/07/yanlsama.html
Blogger, bu kadar suça karşılık, inkisar-ı hayalim yeterli bir bedel sayılır mı acaba ?
YanıtlaSilYolcu , gülümsettin...Bakış açına bayıldım..Anlatmak istediğim işte buydu:)
Men de Boor , bu yazıyı yazmama rağmen eminim ki benim de atladğım çok nokta vardır.. Dediğin gibi, ara sıra hatırlanması gereken bir konu..
Nalanca, yazını okudum ve oradaki çocukca masumiyet çok hoşuma gitti..
Bizler insanız ve sınırlıyız,hiç bir şeyin diğer tarafını net olarak göremeyiz. Ama tecrübelerimiz ve gördüklerimizle yorum yaparız. Ancak hiç bir yorum gerçeğin kendisi değildir.Dolayısıyla bir konu (Ya da kişi) hakkında hüküm vermeden önce elimizde yeteri kadar veri olup olmadığına bakmamız gerekir. Ve söz konusu olan insan ise daha çok düşünmek gerekir..
YanıtlaSilVe en önemlisi insan bir başkası hakkında hüküm verirken kendinden hareket edermiş.Onun için saf (temiz) arı duru insanların yanılması gayet normal.
Yanılmak hiç önemli değil, yeter ki yanıltan biz olmayalım..!
Çok önemli bir konuya parmak basmışsınız. Bu konuda çok şey söylenebilir..
Haklısın, fakat insanlar rol yapmayı seviyo ne yazık ki. Veya yeni düzen onları buna mecbur bırakıyo. Yoksa tabiki kusursuz insan yok, hatta insan kusurlarıyla güzel. Ama ne kadar kusurlu o önemli :) %90 hatalıysa otomobili kitliyolar :)
YanıtlaSilŞans meselesi birazda napalım, bende aynı dertlerden muzdarip biriyim...
YanıtlaSilMerahaba Kahve Telvesi:-)
'Kardeşinin gözündeki saman çöpünü
görürsün de, kendi gözündeki
merteği görmezsin'
sözü ne güzeldir..
ve gözün yanılgı payı ne büyüktür!
Budeliçocuk, bu söylediğiniz çok doğru, ilaveten, kırılan ben olayım, kıran değil derim..Bence de aslında çok geniş kapsamlı ele alınabilecek bir konu..
YanıtlaSilAbdullah Kara, rol yapmak mı bilemem..Ama insan olamaya çalışmak yerine, insanların teveccühünü kazanma gayretinin tezahürü belki de..
Merhaba Destiny :)
Burda ince bir taşlama var gibi :) Gözün yanılması normal de, gönlün yanılması koyuyor insana...
Hâşâ.. Sayfamda da,yorumlarımda da
YanıtlaSilher sözüm kendimedir!Kendimi başka yüzlerde
izlemek gibi.Gönlün yanılmasını kabul edemiyorum.
Belki benim eksiğimdir bu!
Gönül mihman olduysa bir kere yanılmamıştır diye diretir,
savaşırım kendimle..
Ne var ki budeli çocuğun yorumundaki gibi,elimizde yeterli
done olmadan suçlamak kadar, yanıltan olmamak çok daha
önemli bir hassasiyetdir.
Zaman en rasyonel gösterge olucaktır velhasıl...
Sevgilerimle:-)
Sevgili Destiny, gönlün mihmandarlığına her zaman güven olur mu bilemiyorum, en azından kendi açımdan..Zamana bıraktıklarımız arasında bu da olsun bakalım :))
YanıtlaSilİnsanlar ne istediklerine karar verip ona göre davransa.. bu çok mu zor? Dengesizlikler bunların enn büyük nedenlerinden biri.
YanıtlaSilSevgili Yeliz, ne istediğini bilmek belki kolay da, isteğe doğru adım atarken, vakur bir duruş sergilemek zor sanırım..
YanıtlaSilBenim 1 hafta sonraki halim :))) Gülmekten okuyamadım.Ama şöyle bir durum var. Eğer birini etkilemeye çalışıyorsa insan kendinden taviz verebilir. İyiyi oynuyordur sonra normale dönünce uçurum olur. Yoksa yeni tanıştığım kıza burnumu karıştırıp yuvarlayıp çiçek saksısına atıyorum.Çiçeği bi gör nasıl da canlı nasıl da büyüyor demez kimse :)
YanıtlaSilAlemsin Toz :)) Sen de beni güldürdün..İnsan, birini doğal haliyle etkileyebiliyorsa ne ala..Yoksa oynamanın getirdiği netice daim olmayacaktır, olmuyor da :))
YanıtlaSil