Her zamanki gibi çekinerek arıyorum..Ama aramam da şart biliyorum.
Hal hatır sorma faslından ve gereksiz bir kaç ayrıntıdan sonra kapatmak için uygun anı kollamaya başlıyorum. Çünkü biliyorum ki, konuşma eninde sonunda benim istemediğim ve uzak durmak için elimden geleni yaptığım noktaya gelecek. Ben ne kadar uzak durmaya çalışıyorsam, karşımdaki de o mecraya çekmek istiyor.. Tabi karşımda oldukça zeki ve cerbezede üstüne insan tanımadığım biri var. Üstelik konuşurken ve laf söylerken oldukça cüretkar. Lafın sonu nereye gider, nerede durmalıyım gibi bir kaygısı yok. Ama ben aklıma gelenleri yutkunmadan söyleyemiyorum. Yutkunurken kelimelerin çoğunu yutmuş oluyorum. Kırılmasın istiyorum, üzmemeliyim diyorum..Ayıptır, günahtır diyorum..Bu durumda yenilgi kaçınılmaz oluyor haliyle.
Korktuğum başıma geliyor . Elinde çakı, biliyor hassas olduğum yeri. Tam oraya dokunuyor. Her zamanki yere.
Susuyorum..
Bekliyorum...
Umuyorum.
Konu kapansın istiyorum.
Ama ısrarlı..
Önce kabuğu kaldırıyor..
Sonra tekrar kanatıyor yarayı...
Her zaman olduğu gibi...
Hala alışamamışım..
Yine canım yanıyor..
Sinirlerim bozuluyor..
Bir hamle yapmam gerekir diyorum.
Bu saldırıyı savuşturmalıyım..
Yere yıkılmadan..
Dibe çökmeden...
" Değdi mi? " diyorum..
" Değdi mi?"....
Değmediğini biliyor..
Tıkanıyor...konuşamıyor...
Vedalaşıyoruz, telefonu kapatıyorum..
Alışkınım....Toparlanıyorum bir kaç günde..
Sonra tekrar arıyorum..
Mecburum..
Çünkü iyi mi merak ediyorum..
İyi olsun istiyorum...O'nu iyi etmek isterken ben kötü olsam da....
iyi niyetten oluyor bu üzüntülü hallerimiz
YanıtlaSilöyleyse sonu yok ..hep olacak..
Silbu yazının altına imzamı atarım.
YanıtlaSil:)buna sevindim.
Sil