Dün sabah ani bir kararla başladığım üç günlük detoks programı, bu sabah itibariyle sona ermiştir. Hayır neyime güvenip böyle kararlar alıyorum ki ben. Neyi bitirdiğim görülmüş şu zaman kadar. Hangi konuda neticeye ulaşmışım, başladığım hangi işi sonlandırmışım ?
Sabah kendi elceğizlerimle yaptığım kayısı marmeladını , tam buğday ekmeğin üzerine özenle sürerken düşündüm. Işık hızıyla hem de, hani uzun uzun düşünmeye kalksam yarım kalacağından eminim. Ben tek bir şeyi sonlandırmayı başaracağım. O da elimde olmadığı için...
Hayatımı !!! ...
Öleceğim ve bu hayat bitmiş olacak...
Yarım bırakmadığım tek şey olacak...
Ömrü hayatımda mümkün olmayan şey gerçekleşecek...
Kendimle gurur duyacağım, ölü olarak buna imkan varsa tabi...
İşte o zaman bu gurur dalgasının dayanılmaz hafifliğinden kurtulur kurtulmaz, soluğu cennetin kapısında alacağım..
Ben içeri girebilir miyim bilmem...
Ama her gireni alnından öpeceğim...
Demek siz kimseyi kırmadınız , incitmediniz...
Kimseyi yarı yolda bırakmadınız öyle mi ?
Haksızlık etmediniz, hak yemediniz ha ?
Üstelik nerde haksızlık görseniz itiraz ettiniz, güçlüden değil, mazlumdan yana mı oldunuz?
Alay etmediniz, küçümsemediniz, aşağılamadınız, görünüşe aldanmadınız, ön yargıları, kalıp yargıları, daha ne karın ağrısı gölge varsa, insanı insan olarak değerlendirmeye engel olan, cazibesine kapılmadınız öyle mi ? Böyle tuzaklara düşmediniz hiç ?
Hep el uzattınız, almak yerine vermeyi tercih ettiniz öyle mi ?
Bir lokma ekmeği paylaştınız, derde derman oldunuz ?
Yiğidi öldür hakkını yeme diyenlerden miydiniz ?
Düşmanınızın düşmanını dost gözüyle bakmadınız ...
Kendi rahatınızdan önce başkalarının iyiliğini mi düşündünüz ? Ve insanlığa hep hayrınız mı dokundu ?
....
....
....
Kuzum sizinle dünyada niye karşılaşmadık ki biz ?
Sahi siz hangi gezegendeydiniz ?