1-Mantığın mı yoksa duyguların mı ön plandadır ?
Zor bir soru..İyi ki duygusalım ve ne yazık ki duygusalım. Aslında onların işine pek karışmıyorum, kim diğerini bastırırsa o ön plana çıkıyor , çünkü ben ikisine de güveniyorum. Doğru zamanda, doğru yerde olmayı bilirler. Haaa hiç mi hata olmuyor, oluyor elbette. İşte böyle durumlarda kimse kimseyi suçlamıyor, üçümüz birbirimize sarılıp, teselli buluyoruz :)
2-İnsanlar niye mutlu değiller?Niye gözlerinin önündeki mutlulukları görmüyor ve şükretmesini bilmiyorlar?
Çünkü makinalaştık. Teknolojik açıdan geliştikçe , geniş aileden çekirdek aileye döndükçe, maddi açıdan kendimizi geliştirdikçe yalnızlaştık, duygusal açıdan aç kaldık, ruhsal açıdan da huzuru bulamaz olduk. Şimdi artık faceden günde 15 kişinin " dürt"tüğü, onlarca, yüzlerce insanın twetlediği, bir o kadarının blogta takip ettiği yalnız insanlar var. Hastalandığında kapısı çalınmayan, ne haldesin diye sorulmayan.. Bütün bu insanların yerine, gerçek hayatta gözlerinin içine baktığında ne halde olduğunu anlayan biri olsa, olabilse.. İnsanlar artık birbirlerinin gözüne bile bakamıyor.
Okumayı bırakmamız da buna sebep diye düşünüyorum. Hayal kurmuyoruz, gençliğin hedefi yok. Ya da hedef maddesel planda . Daha iyi bir iş, daha çok para.. Bu da mutlu olmayı arka plana atıyor. İyi iş ve çok paraya ulaşamayınca mutlu da olmuyor, çünkü buna endekslenmiş..Kazara ulaştıysa, yine mutlu değil, çünkü bunların mutlu etmeye yetmediğini anlıyor.
Ve insan ( muhtemelen ben de dahil ) elindekine bakmıyor, elinde olmayanı istiyor..
3-Çok para harcayıp keşke almasaydım ya da harcamasaydım dediğin bir şey var mı ?
Keşke alsaydım , harcasaydım dediğim olmuştur. Mesela 2 gün önce bir demet kasımpatı aldım, beyaz. Ama vazoya az geldi, keşke iki tane alsaydım dedim :)
Şunu da kabul ediyorum ki insan ara sıra kendisini ödüllendirmeli, şımartmalı. Sadece mutlu olmak için , gereksiz de olsa para harcamayı bilmeli ..
4-Haklı olduğun bir konuda hakkını savunur musun yoksa susmak adalet mi dersin ?
Kendimi savunurum, üstelik nadir de olsa bazı özel insanlara karşı ( nazımın geçtiği ) , haksızken bile haklı duruma geçmeyi severim... :) Dışarıda tanımadığım insanlarla tartışmaya dökmeden konuşurum. Kendimi ifade ederim.
Tanıdığım insanlara karşı tavrım daha değişik olur. Eğer ön yargılı ve inatçıysa söyler geçerim, ısrarcı olmam. Hatasını kabul edebilecek biriyse konuşurum. Ta ki beni anlayana kadar.
5- Tok gözlü müsün yoksa her şeyim olsun diyenlerden misin ?
Tok gözlü değilim.. İlle de olmalı dediğim, mutlaka sahip olmak istediğim şeyler var. Ama bu her şeyim olsun anlamına da gelmiyor tabi. Yani demek istediğim, hayatımda önceliklerim var. Mesela, ilk üç sırada her ne varsa olmalı, olmasını isterim. Ama onlar yoksa, kalan 97 beni avutmaz. İlk üç varsa da 97 olmuş olmamış, önemsemem.
Yazdıklarımı okudum da, sorular öyle iki- üç cümleyle ifade edilecek tarzda değil.. Ya da dediğim gibi , ben bu mim işini beceremiyorum :(