1.12.2013

..........

Okuduğum hangi kitaptaydı bilmiyorum. Ama bir cümle çok hoşuma gitmişti..
" Boşluğunu değil ama yokluğunu hissedeceğim "..İşte yüzeysel bir ilişkinin bitişi ve ardından hissedilenler..
Ben tam tersini söylüyorum,  yokluğunu hissetmedim hiç.
Ama boşluğun .....
İşin ilginç tarafı, sen varken de  hissediliyordu o boşluk..
Hatta kızma ama, varlığın  bir yüktü çoğu zaman.  Eziyetti, işkenceydi....
Ne garip bir ironi...
Küçüktüm, hatta çok küçüktüm.. Sana karşı beslediğim tek his " korku" ydu.  Belki hala insanlardan korkuyor olmam, zarar gelecek , üzüleceğim endişesi taşımam, benim beslediğim korkunun, bende besledikleri...
Bu öyle bir lanet duygu ki, solunum cihazına bağlı yaşamak gibi. Hayat bir şekilde akıp giderken, sadece seyirci olmak..  Tüm güzel ve yaşanılası olanları buğulu ve kirli bir camın arkasından  izlemek...
Şimdi büyüdüm..
Yine yoksun.. Bu kez gerçekten yoksun..
Yokluğun iyi geliyor da,  boşluğun acı veriyor...




5 yorum:

  1. ne kadar güzel anlatmışsın...yokluğun değil ama boşluğun acı veriyor... kimi insanlar için gerçekten de böyle değil mi yokluğunu istiyorsun ama boşluğu olmasın diyorsun... sen git ama seninle olanlar kalsın der gibi...

    YanıtlaSil
  2. Çoğu zaman insanlar hayatımızdaki önemlerini anlayamazlar. Kaplamaları gereken alanı boş bırakırlar. Buna ilgisizlik mi desem?

    Mesela ben babamın (rahmetli) boşluğunu çok hissettim. Bunu anlaması çok geç oldu. Ben büyümüştüm çünkü.

    YanıtlaSil
  3. Üzüldüm ben ya :(
    Umarım o boşluğu hatırlatmayacak yepyeni güzelliklere hayatın dolar taşar.
    :)

    YanıtlaSil
  4. dokunuyor insana bu yazı.. ne zordur o boşluk.. yarım kalmışlık eksik bir cümle gibi..

    YanıtlaSil