büyüdün değil mi sen...
kocaman oldun..
hani "gidiyorum artık" dediğin gün...
zafer senindi, terkeden sendin, giden, dönmeyen..
ve hep beklenen
ve beyazlaştın, belki de hep beyazdın
bana griden başlayan, siyahımsı bir sürü ton bıraktın
rahat mısın...
sahi sen hiç ağlar mısın
ara sıra pişman olur, kendine kahreder misin
gözünü tavana dikip,
kendine sabit bir nokta belirleyip
bakar mısın saatlerce
ne düşüneceğini bilemeden
ve korkar mısın aklına gelenlerden
sanmam
yoksa arkana bakmadan nasıl gidersin
hiç bir şey olmamış gibi
yabancı gibi...
sahi biz tanıştık mı seninle
ruhumun kıvrımlarını bilir misin sen
beynimin zayıf noktalarını..
nelere kızarım, nelere gülerim
en çok ne zaman kendime benzerim
nedendir sana tutsaklığım
her düşmemde, neden senin kapındır çaldığım..
ve açılmayacağını bilsem de nedendir senden, sana ait olandan gidemeyişim
ekmeğin yanına sevgini katık etmem nedendir
susuzluğumu seni düşünerek gidermem ...
kendimden geçerim de, senden gidemem
bilmez misin ki ben bu sevdadan geçmedim, asla vazgeçemem
her düşmemde, neden senin kapındır çaldığım..
ve açılmayacağını bilsem de nedendir senden, sana ait olandan gidemeyişim
ekmeğin yanına sevgini katık etmem nedendir
susuzluğumu seni düşünerek gidermem ...
kendimden geçerim de, senden gidemem
bilmez misin ki ben bu sevdadan geçmedim, asla vazgeçemem
yoksa arkana bakmadan nasıl gidersin
hiç bir şey olmamış gibi
yabancı gibi...
sahi sen tanıştın mı kendinle..
yüzleşir misin ara sıra ,
elin vicdanında
en magazin kokan soruları sorar mısın
ve her defasında ezber bozup yeniden cevaplar mısın
en güzeli, en iyiyi, en yakışanı bırakıp
sana ait olanı alır mısın
sahip olamadıkların kadar,
sahip çıkamadıkların da acıtır mı içini
kıymetini bilemediklerin
üstünü çizdiklerin.
sanmam
yoksa arkana bakmadan nasıl gidersin
hiç bir şey olmamış gibi
yabancı gibi.....
benim diyemediğim
sevdiğim...
Şaka değil, çok feci halde üzerime alındım yukarıda yazdıklarını, bana kendi cumlelerimmiş kadar tanıdık, yirmi yıldır içten içe sorduğum ve bir türlü seslendiremediğim, sadece yazdığım.. Belki bu yüzden bıraktım yazmayı, canım daha az yansın diye.. Sanırım yine firar edeceğim bu sanal dünyadan, tıpkı gerçek dünyamdan firar ettiğim gibi..
YanıtlaSilİnsan kendinden firar edemediği sürece, bu kaçışlar boş...
YanıtlaSilEn azından bir tek ben ıslanıyorum kirpiklerimdeki yağmurun sağanağında.. Hakikaten bu cümleler senin mi, bana çok tanıdık geliyor gerçekten..
YanıtlaSilEvet, bir sene önce yazdığım bir yazı.. Blogumda alıntıya pek yer vermem :) Eğer kitap ya da film tanıtımı için gerekiyorsa da alıntı olduğunu belli ederim..
YanıtlaSilTolga'nın (safransarı) şiirlerine çok benzettim. Çok duygusal, insanın içine işleyen şiirlerden :)
YanıtlaSil