Masadan kalkarken, garsona " bizim hesabı alır mısın" demeye benzemiyor işte hayatla hesaplaşmak.. Öylesine karışık, karmaşık, girift...
Ne alacağını alabiliyorsun, ne de hayatın alacağı bitiyor senden..
Üstü kalsın diyemiyorsun işte.. Kuruşu hesaplar gibi, yaşanmamış her anın acısı hesabı kabartıyor sadece..
Bakamıyorsun önüne. Beynin, ruhun, duyguların geçmişte takılı kalmışken kendini atamıyorsun ki istikbale..
Boğazında bir yumruk, bir düğüm... Çaresiz kılıyor seni. küçülüyorsun, küçücük oluyorsun..Kedi yavrusu gibi..
Söylenecek çok şey varken, bağırmak isterken susuyorsun..Kör bir kuyuya bağırmak istiyorsun.Kimse duymasın ya da herkes duysun..
Ama ne olur yeter artık, ben duymayayım bu içimin hıçkırıklarını...
ben hayatla kavga etmiyorum artık. Allah benim için en doğrusunu bilir diyor geçiyorum... du bakalım ne kadar gider :)
YanıtlaSilCem , en doğrusunu yapıyorsun..Gittiği yer güzel olacaktır eminim..
YanıtlaSilHayallerimin en başında hafıza silme makinesi var.Geçmişteki kötü anılardan kurtulup geleceğe yürümek :)
YanıtlaSilGamze, öyle bir şey mümkünse eğer.... Yani haberim olsun :)
YanıtlaSilYolcu, bu biraz karakter meselesi.. İnsanın yapısında yoksa, bunu edinmek çok zaman alıyor. İnsan yıpranıyor...