24.11.2012

MİM / EN ABSÜRT MASAL



    Bir varmış, çok şey yokmuş.Ama çok şeyin olmadığı yerdeki bir, her şeye değermiş.Çünkü önemli olan yoklar değil, var olanlarmış..
     Hangi ülkede bilinmez , genç bir delikanlı yaşarmış.Ne beyaz atı varmış, ne de padişah babası.Bir evin bir oğluymuş. Babası gözünün içine  bakar, anası üstüne titrermiş.Kocaman mantardan evlerinde mutlu mesut yaşarlarmış.Yokluk içinde yaşamaktan gocunmazlarmış. Çünkü aralarındaki sevgi bağı sayesinde , diğer mantar evlerden daha ihtişamlı , daha parlak bir eve sahiplermiş.
    Evinden her çıkışında ormandaki tüm hayvanlar delikanlının peşine takılır, O'nun sözünden hiç çıkmazlarmış. Sadece hayvanlar değil, kremalı mantar köyündeki tüm kızlar da delikanlıya hayranmış. Bazıları  uzun saçlarını  tam O , evlerinin önünden geçerken mantar şapkasından aşağıya sarkıtır, yukarı çağırırlarmış. Bazıları da ellerindeki aynaya  "benden daha güzel kız var mı dünyada " sorusunu sorar, " yok, bu dünyadaki en güzel kız sensin " diye bağırmayan aynayı yere çalıp kırarlarmış. Gelinlik çağa gelmiş kızların tek ayakkabı ile dolaşması adetten olmuş. Her kız en güzel ayakkabısının tekini delikanlının evinin önüne bırakır,bir gün kendilerindeki diğer teki aramaya geleceği umuduyla kapıda, pencerede beklerlermiş. Delikanlı hiç birine itibar etmezmiş. Çünkü tek ayakkabıyla dolaşan kızların ağır aksak halleri hiç hoşuna gitmez, ceylan gibi seken bir kızın hayalini kurarmış..
        Kremalı mantar köyünün en akıllı , en güzel kızı ise, hemcinslerinin bu onursuz hallerine kızar, bu nedenle de üvey annesi ile hep karşı karşıya gelirmiş. Üvey anne, kızın sabahtan akşama kadar bilgisayar karşısında oturup, face deki kendisinden başka üyesi olmayan " dişiliğinizi değil, kişiliğinizi konuşturun" adlı grupta kimsenin okumadığı yazılar yazmasına sinir olurmuş. " Bu kız evlenip gitse de , bilgisayar bana kalsa, dördüncüyü bekleyen masalara oturup okey oynasam " dermiş.
      Bir gün yetenek sizsiniz yarışmasının bir bölümü  kremalı mantar köyünün en verimli çam ağacının kovuğunda yapılmış. Buraya  ismini vermek istemeyen seyirci olarak katılan üvey anne, hokus pokusçunun yeteneği karşısında hayran hayran bakınırken, gözleri yuvadan fırlamış, 4+4+4 yasası ile okula başlamışken, birden bir fikir gelmiş aklına. reklam arasında çekmiş hokus pokusçuyu yanına.Bir bir, bazen dayanamayıp üç üç anlatmış derdini. "Beni bu kızdan kurtar, ömür boyu omletinin mantarları benden " demiş. Obezite  hokus pokusçu bu cazip teklife ağzı sulanarak "tamam" demiş. Ama ne yapacağını bilememiş..Kızı bal kabağına mı döndürsem, cadılar bayramında içini oysunlar... Kurbağaya mı  döndürsem, tüm kızlar öpse de prens de prenses de olamasa acaba derken , bir zamanlar üzerinde çalıştığı ama henüz tamamlayamadığı büyüyü yapmaya karar vermiş.Sonuç sürpriz olacakmış. 
     Büyünün yapıldığı gün ayın öküz burcunda olduğunu unutmuş. Bu yüzden büyü eşek şakası gibi olmuş. Kremalı mantar köyünün en akıllı, en güzel kızı  evlerinin önünde akmaz kokmaz, hiç bir işe yaramaz ota dönmüş. Neyse ki tam o anda dünya da 3. cemrenin ekseninden geçmekteymiş.Bizim akmaz kokmaz, hiç  bir işe yaramaz ot olmuş mu nazlı bir gelincik. Yaprakları zümrüt yeşili, çenekleri yakut kırmızısı  bir gelincik...nazlı nazlı salınırmış da kimse görmezmiş..İçten içe bağırırmış da kimse duymazmış..
     Günler günleri kovalamış, ama hiç bir gün diğerini yakalayıp ebeleyememiş.İşte o koşuşup duran günlerden birinde delikanlı bir rüya görmüş. Rüyasında top sakallı , hayden cepten suratlı bir dede " ağla, ağla da biriktirdiğin gözyaşlarıyla gelincik kıza hayat ver" demiş..
     Sabah uyanır uyanmaz , rüyasını ileri sürüş uzmanı cabbar dümene  yorduran delikanlı, gelinciğin  "her genç erkeğin rüyası, köyün en güzel kızı" olduğunu öğrenir öğrenmez , başlamış ağlamaya. Önce yüksek yüksek tepelere şarkısıyla başlamış ağıdına, sonra Allah ne verdiyse devam etmiş çığırmaya.. 40 gün 40 gece ağlamış, göz yaşlarını toplamış bir cam fanusa..Güneş daha doğmadan, ortalık daha ışımadan , varmış gelincik kızın yanına,  gözyaşlarını dökmüş yapraklarına , hem de damla damla ..
      Yerden griye çalan kırmızımsı bir duman fışkırmış. Gelincik kız birden hayat bulup selvi boyuyla meydana çıkmış. Bir de bakmış ki karşısında civan gibi bir delikanlı..Delikanlı bakmış ki karşısında rüya gibi bir peri kızı..Aralarında oluşan elektiriği voltaja vursan ,dünyaya  kıyamet kopana kadar yetermiş.
      Diz çökmüş delikanlı
 " ey gönlümün sultanı
gel sen ol evimin kadını
hem çocuk yaparsın hem kariyer
evimizin tavanında olsun kartonpiyer.."
demiş.. Kız bakmış bu masalın biteceği yok, zaten bu masalı bu satıra kadar okuyan da yok, nazlanmamış, kısacıktan evet demiş..
       Onlar ermiş muradına, hadi herkes başlasın yorum yapmaya.....


 Not: Sevgili Pabuç, 734 takipçin arasından seçtiğin 5 kişiden biri  olmama sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Bu masal oldu mu onu da bilemedim. Ama elimden gelen bu :)  Masalı okuyup yorumlamayanları mimleyeceğim ona göre, okumayıp yorumlamayanların vay haline.... :))






3 yorum:

  1. Okudum yorumlayacam ...

    Bir çok masalı karıştırıp ortaya karışık bir şey mi çıkarmışsın :))

    Masal masaldır ne güzel yazmışsın bak demek ki isteyince oluyormu:) Masal beni unutmadı ama güldürdü bu da çok önemli ...

    Teşekkürler ...734 okuyucu içinde bana sürekli yorum yazan yazılarını takip ettiğim kişi :))

    YanıtlaSil
  2. Hiç düşünmeden ( her zamanki gibi ) planlamadan yazdığım için evet, karışık ve uyduruk oldu. Amaç da bu değil mi zaten :) İçinde taşıdığı mesajlar önemli, bence yeteri kadar mesaj da var...
    sen de benim ilk takip ettiğim kişi, ilk göz ağrımsın unutma :)

    YanıtlaSil
  3. Yıl 2020 hala manitam anlatmak için okurum :)

    YanıtlaSil