bir anda tüm sığınakların açık edilmesi, tüm kalelerin düşmesi, siperlerin çökmesi. ne bileyim işte, insanın düşman karşısında öylece ortalıkta kalakalması.... düşman ne mi? kişiye göre değişir elbet. bazılarınınki yalnızlıktır. bazılarınki de birden bire üşüşen sorular, geçmişe ait bir anı, belki de bir kişi...önemi yok ki. aslolan insanın korku ve hüzünle karışık , o garip duygunun eşiğine gelmesi...
bir insana yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri de, elinden umutlarının alınması sanırım. en azından şu an böyle düşünüyorum. şu an dediysem, bugün, bu akşam.
gayri ihtiyari " iyi insanlar iyi atlara binip gitti diyenler !!! bence iyi günler binmiş o atlara" dediğimde fark ettim, geleceğe ait ne kadar karamsar olduğumu... kim aldı umutlarımı ellerimden?
keşke o ya da bu diyebilsem...
kimsenin gücü yetmez kolay kolay bir insanı umutsuzluğa düşürmeye... bu bir süreç, olaylar silsilesinin getirisi. ( getirdiği olmadığına göre , götürüsü demek en doğrusu... )
madem ki her şey zıddıyla kaimdir, zıtlar arası sınır ince bir çizgidir. sevginin nefrete, gecenin gündüze vs. kolayca evrilmesi gibi, bu umutsuzluk da beni mutlaka umuda taşıyacaktır...
bekleyelim ve görelim...
kaybettim bugün kendimi, hükümsüzdür...