3.12.2012

GİTME DESEM ...



benimsin sen de..
günahım gibi
en büyük pişmanlığım gibi
bir türlü gömemediğim keşkelerim gibi
mutluluğum gibi
başımın üstündeki masmavi gök gibi
güne başlarken içimdeki coşku gibi
sevdiklerimi kaybetmekten duyduğum korku gibi
benimsin sen de...
hiç gerçekleştiremediğim hayallerim gibi
yarısında uyandığım rüyalarım gibi
ardından baka kaldığım geçmiş yıllarım gibi
o yıllardaki hatalarım gibi
sen de benimsin
sen , ben gibisin..





FAZLASIYLA SEVDİRDİN ZATEN KENDİNİ..



Bugünlerde gergin miyim biraz?
yoksa gergin  olmam konusundaki ön yargılarım mı böyle düşündürüyor?
tahammül gücüm zayıf ta , bir kaç olay arka arkaya gelince mi böyle oluyorum acaba?
ama normaldir..
tam 16 yıllık bir beraberliği bitirmeye çalışıyorum.
dile kolay
her anınızda yanınızda olmuş
üzülmüşsünüz ona koşmuşsunuz
sevinmişsiniz onunla paylaşmışsınız..
yalnız gecelerinizde  ona sığınmışsınız
tam 16 yıl
bu süre zarfında onu terk etmeyi düşündüm bir kaç kez , yalan değil..
denedim, ama geri döndüm
o hep sadık kaldı..
gün geçtikçe bana daha çok sarıldı..
artık kaçışı yok
bitmeli..
bitecek...
bu defa kesin bitecek..
yeter ki kahve içmeyeyim pek fazla..
bir de yemekten sonra gelmesin aklıma..
ortak arkadaşlarımızla da mesafe koydum mu araya,
gerisi kolay...




2.12.2012

HAYAT BÖYLEDİR İŞTE....

terk edilmek

sonra bir  bakmışsın ki,
"herşey"in olanın,
"hiçbir şey"i oluvermişsin...

ÖZGÜRLÜK...





Özgürlük, zaafiyetlerinle baş edebilmeyi öğrenmektir..
Özgürlük, sevmeni, düşünmeni, paylaşmanı,
aklınla mantığını harmanlamanı engelleyen prangalardan kurtulmaktır..
Özgürlük, egonu, korkularını, ön yargılarını bir kenara bırakarak
"yaşamak" tır
Ve yaşamak, başkasına nefes olabilmektir..
Sevgiyle değer biçebilmektir..
Yeni pencereler keşfedebilmektir..
Dayatmalara, tabulara baş kaldırabilmektir..



1.12.2012

MUTSUZ MUSUN..



Henüz hava aydınlanmadan kalk yataktan..
Ve güneşin doğuşunu seyret ki, güzel bir günden payına düşen ne varsa al...



Ardından güzel, mükellef bir kahvaltı
sen bakma böyle dediğime, böyle resim koyduğuma
sevdiğin, muhabbetinden keyif aldığın biri varsa karşında
bir çay, bir de sıcacık bir gevrek yanında
çok bile gelir, insan olana



Madem aylaklık yapacağız bugün, 
tüm toplantılar iptal, mailler de biraz daha kalabilir..



Şimdi hazır mısın şehrin hengamesine dalmaya?
tamam şaka şaka... aylaklık yapılmaz ki burda...



İşte böyle bir manzara olmalı insanın karşısında.. 
sükunet, doğallık, bir de ter temiz bir hava...

s

İstersen böyle bir eğlenceye de dalabilirsin..
herş şeyi unutup, kendinden geçebilirsin..



Ama mahzun bir gönüldeki,
yaşanmışlıklardan çok şey anlatan dildeki,
sevginin ve huzurun olduğu bir evdeki 
havayı başka hiç bir yerde soluyamazsın..



unutma,
mutlu olmak isteyene   sebep bazen bir  kuşun kanadında
bazen bir çiçeğin yaprağında..



hele ki seni bekliyorsa evinde böyle bir manzara
sen  en güzel şeylere sahipsin demektir hayatta..

30.11.2012

UZUN İNCE BİR YOLDAYIM....




Bu iş böyle gitmez..
benden sana söylemesi
çok iş açar bu savrukluk başına
yorar bu savrulmalar, bedenini de ruhunu da..
hemen toparlanma  vaktidir,
ne var ne yok doldurup bohçaya
yola çıkma vaktidir..
dikenliymiş, taşlıymış ne çıkar
sakın beynine üşüşen o endişelere aldırma..
rahat ol rahat.
ne yollar aşılmış, ne dağlar delinmiş.
yola nereden başlanmış, nerelere gelinmiş..
hadi davran
bunu da aşarsın sen
yeter ki kendine inan....
 

                                                        ben yola çıktım
                                              ya yolda bul beni
                                             ya yolun sonunda bulayım seni..





RANG DE BASANTİ


          Hint filmlerine karşı öteden beri süregelen ön yargım yakın geçmişte izlediğim  Ol İz Vel ( 3 İdiots ) ile kırılmıştı. Hatta öyle ki, bu film Spartaküs ve Esaretin Bedeli filmlerinden sonra beni en çok etkileyen ve en beğendiğim filmler arasında 3. sıraya yerleşmişti. 
          Rang De Basanti, hemen hemen aynı kadro ile çekilmiş , başrolünde Aamir Khan 'ın yer aldığı , yine güzel bir Hint filmi. Ancak Ol İz Vel' den farklı olarak, konu kişisel özgürlükten ziyade, bir milletin batı özentiliğinden çıkarak  tam anlamıyla bağımsızlaşmasını işlemiş. Bu kıvılcımı atan da, İngiliz Sömürgesi döneminde Hindistan'da görev yapan dedesinin izini süren ve bu konuda film çekmek isteyen İngiliz bir genç kız.
       Filmde arkadaşlık teması  yine çok güzel . Üstelik, farklı dinlerden olan gençlerin "kardeş" gibi bir birlerine kenetlendiklerini, inanç farklılığını hoşgörü ve sevgi ile çok güzel izale edebildiklerini gösteren film , aynı dinden olduğu halde, bir birlerinin görüşlerine tahammül edemeyen günümüz insanına  güzel bir ders veriyor.
       Filmin kahramanları ülkenin geçmişiyle yüzleşirken, kendilerinin de farkına varıyorlar.Bağımsızlık savaşı veren atalarının hayatlarını öğrenirken, kendi hayatlarına sahip çıkamadıklarını görüyorlar.Yolsuzluğun, rüşvetin diz boyu olduğu siyasi kirliliğe dur demek, milletin geleceğini daha aydınlık kılmak adına kendi geleceklerinden hatta hayatlarından vazgeçebilen bu gençlerin yer yer dram, yer yer mizah kokan  hikayeleri kesinlikle seyredilmeye değer.