Bir insan tanıyorsun..
İlk izlenimin çok da güzel oluyor..
Sana sunduğu, göz önüne serdiği yönüyle hayranlığın tavan yapıyor..
Sonra..
Günlerden bir gün, öyle bir şey söylüyor ya da yapıyor ki,
Aklın hayalin duruyor..
Nasıl bu kadar yanıldım diyorsun..
İnsanın gözü bu kadar mı kör olur ?
Ben bu insanlar hakkında ne zaman yanılmayı bırakıp doğru teşhislerde bulunacağım ?
İşte tam o anda düşünmeye başlıyorsun..
Hata sende değil..
Tekamülü bir noktada ele alıp, diğer hususları atlayan zihniyette..
Bir tarafını geliştirip, kalanını güdük bırakanda suç..
Çok güzel şiir okuyan birinin duygusal derinliği olduğunu düşünmen senin suçun değil...
Güzel yazılar yazanın, insan ilişkilerinde çuvallaması da senin hatan değil...
Belirli bir mevkiye gelmiş, yaşı kemale ermiş bir insanın hala ben merkezli yaşaması,
Koca şirketi idare edenin, maaşını kullanmakta beceriksiz olması,
İyi bir baba / eş olanın , iyi bir evlat/ arkadaş olamaması ve bunu görmemen onun noksanlığından kaynaklanıyor..
Dışarıdan bakımlı / iyi giyimli / eli yüzü düzgün birinin evinde oturacak yer bulamaman senin pimpirikliğinden değil...
Elbette ki insanoğlunun bazı konularda yeteneği, diğerlerinden üstünlüğü olacak, olabilir...
Her açıdan kendisini yetiştirmesini, her alanda iyi olmasını bekleyemeyiz..
Kimseyi böyle bir şeyle zorunlu tutamayız...
Ama uçurum da olmasın be kardeşim..