8.03.2014

ALIN, BUGÜN DE SİZİN OLSUN...



Bugün Dünya Kadınlar Günü...
Yani güzel vatanımın  nüfusunun %49 'unu oluşturmasına rağmen, meclise %14 oranında temsilci gönderebilen kadınlarımın....
Çocuk denecek yaşta  evlenip,  bebeklerle oynaması gerekirken anne olup, bebek büyüten kadınların...
Berdele  kurban giden, mal gibi alınıp satılan ,  doğumdan bir gün öncesine kadar tarlada  çalışan kadınların günü...
Kapitalist sistemin çarkları arasında  ezilen,  ekonomik özgürlük yalanıyla  kandırılmış, hem evde hem iş yerinde çalışan, bırakın kadınlığı, altına girdiği onca sorumluluk nedeniyle insanca yaşamayı unutmuş kadınların günü...
Sokakta  rahat rahat yürüyemeyen,  sadece dışarıda, işyerinde tacize uğrayan değil, evde de  "yasal" tecavüze uğrayan kadınların günü....
Maddi- manevi şiddete maruz kalan, ayrılmak ya da boşanmak istediğinde bunun bedelini  canıyla ödeyen kadınlarımın günü...
Nasıl davranacağına, ne giyip ne giymeyeceğine başkalarının karar verdiği kadınların günü...
Namusun, ahlakın , edebin, hayanın  sorumluluğu üzerine yıkılmış  kadınların günü...
Karşı cinsin gölgesi altında kalmış, kendine ait yaşam alanı oluşturmaya çalışan  kadınların günü...
Tüm kadınlar  böyle olmasa da, tüm erkekler buna meydan vermese de, bu duruma sebep  ya da vesile olan, göz yuman,  gereğini yapmayan  tüm erkeklere  8 Mart Dünya Kadınlar Günü armağanım olsun....!!!

2.03.2014

.......



canım dediğim,
canımdan öte bildiğim..
kaç kez vedalaşacağız seninle
kaç kez kırılacağız aynı yerimizden...
ve hep dönecek miyiz  verdiğimiz sözlerden?
..........



1.03.2014

YANSI ( LSA ) MA


"İnancını sorgulamak zorunda bıraktığım için beni affet"...
Sanırım  böyleydi. İlk seyrettiğimde o kadar da dikkatimi çekmemiş olacak ki, geçenlerde İşaretler filmini seyrederken, bu cümle  fena  sarstı  beni...
Her zaman savunduğum şu olmuştur , ne dediğinize   ne yaptığınıza bakmayın... Niyetlerinizi de sorgulamayı bir kenara bırakın... Önemli olan söylediğinizin ya da eyleminizin karşıya nasıl yansıdığıdır. Belki de bu nedenle, "ben kötü bir şey söylemedim ki "  diyerek sıyırıveriyoruz kendimizi her türlü  vicdan muhasebesinden...
Oysa,  bir yalanın aslında karşımızdakinin, insanlara olan güvenini  yerle bir ettiğini görmüyoruz...
Ya da sırf can acıtmak için söylenmiş  " benim için hiç bir zaman önemli olmadın " cümlesinin muhatabımızda ne depremlere yol açtığını bilmiyoruz...
En kötüsü de, insanın inandığı değerlerin yerle bir edilmesi... İnancının örselenmesi... Hele ki, yapılan onca haksızlığa, insanlar arası adaletsizliğe,  dünyadaki bunca çirkinliğe......  karşı koymak ya da kabullenmek için ihtiyacımız varken...
Empati şart kısacası.....



28.02.2014

YAZACAK Bİ'ŞEY VAR DA BEN Mİ YAZMIYORUM SANKİ ?

Kadınların geneli alışveriş yapmaktan hoşlanır derler...
Ben söyleyenlerin yalancısıyım, zira o gruba dahil olamadım hiç... Hatta hiç sevmediğimi bile söyleyebilirim..
Neyse, konu benim hobilerim değil zaten...
İşte o kadınlara atfen  midir, nedir,   tıka basa  kıyafet dolu  dolabın karşısına geçip, "giyecek hiç bir şeyim yok" dedikleri de  söylentiler arasındadır..
Ben de aynen bu durumdayım..
Kafamın içinde bir sürü düşünce...ucundan tutup çeksen,  sayfalar dolusu yazı olur..
Ama ben ne yapıyorum ?
Bilgisayarın başına geçip,  ekranla bakışmayı tercih ediyorum..
Zira yazacak hiç bir şeyim yok....


19.02.2014

ENDİŞEYE MAHAL YOK...TUR DEĞİL Mİ ?

Sınırdaymışım..
Tam çizgide..
İnce bir çizginin üzerinde..
Değilmişim ama her an olabilirmişim...
Farkında değildim bu kadar etkilendiğimin..Belki üzerinde çok düşünmediğim için... Belki de o çok sinsi davrandığı için..
Oysa dönüş yolunda  G 'a demiştim ki, " insan ölümle yüzleşmeliydi değil mi ? Ama ben şu an hiç bir şey hissetmiyorum..."
Yani bildiğiniz, tanıdığınız bir insan  hayata veda ediyor. Siz  işte ondan sonraki her aşamaya şahit oluyorsunuz. Ta ki, yağmur altında toprağa verilişine kadar..
"Ben de hissetmiyorum"  diye cevap vermişti..
O'nu öylece orada  bırakıp hayata devam ederken, ama hayata karşı bu kadar mesafeli ve isteksizken.....
Etkilenmişim ben..
Blogda yazmayalı  uzun zaman oldu sanırım.. Ya da bana öyle geldi..
Okumam gereken çok şey birikti..
Havalar da inadına  güzel , ne yazık ki çok güzel.. Oysa yağmur yağmalıydı. İhtiyaç duyacaklarımızın ihtiyacı var şu an.. Büyümek için, serpilmek için, meyveye durmak için...
Belki havaların da dengesi kaymıştır azıcık...
Toparlarız be, toparlarız..
Hele bir kaç gün daha izin verelim kendimize...
Bir sabah umutla açarız  perdemizi..



.........

Bilmek yetmiyor, duymak gerek...
Duymak yetmiyor, hissetmek gerek...



14.02.2014

..........

Hassas olduğum, dikkat ettiğim hususlar var...
Toplantıya, sinema salonuna ..... girerken, toplum taşım araçlarına binerken cep telefonumun sesini kapatmak ya da kısmak gibi....
Arkadaş ,  cebin çalışıyor "  Ankara'nın bağları da, büklüm büklüm  yolları......"
Hadi ilkinde dalgınlığına geldi diyelim.. İkinci kez çalmasına niye meydan veriyorsun. Ya cebini kapat ya da sesini....
İnsaf !!!!!
Sağımız solumuz tabut...
Karşı kapı gasilhane...
İki adım ötede cenaze başında dua edenler ...
Kaybının başında göz yaşı dökenler....
Ne ölüye saygınız var ne diriye....