23.12.2013

.......

Bazı toplumsal sorunlarımızın, doğu kafasıyla, batı davranışlarını sergilemeye çalışmamızdan  kaynaklandığını düşünüyorum..Ya da sentezleyemeyişimizden...
Toplumun koyduğu kalıplar ve sınırlandırmalarla  düşünüyoruz..Yargılıyoruz.. Daha çocukluktan itibaren beynimize kazınmış "elalem ne der"  kaygısıyla hareket ed (em)iyoruz ...
Bizde toplum esas.
Batıda birey.
Biz kendimizden önce başkalarını düşünüyoruz.
Onlar her durumda   kendi istek ve arzularını..
Elbette toplumun değer yargılarını  yadsımamız mümkün değil. Ama bu kurallar , toplum düzenini sağlamak, bireyi sorumlu ve iyi insan  yapmak amacı gütmeli..
İnsanı pısırık ve öz güvensiz yapan, hareket ve hayal dünyasını daraltan "fosil" kurallar ayıklanmalı...


21.12.2013

......

"Çünkü değişen her şey bir şey tarafından bir şey olmaya doğru değişen bir şeydir."
Anlayın işte, nelerle uğraşıyorum :)


20.12.2013

......

Bugün seni çok özlediğimi farkettim..Ve ne kadar çok sevdiğimi..
Şu an kendime en yakın insan /lardan biri olarak seni görüyorsam, elbette sebebi geçmişe dayanıyor.Kalabalık bir aileydik.. Çok çocuklu... Ama  şimdikilerin  " nitelikli beraberlik" dediği kavramı, ucundan kıyısından seninle yaşadım ben..İkimiz de evcimendik sanırım..Beraber çok vakit geçirdik .Neden sokağa çıkıp oyun oynamazdık bilmem....
Bana tavla oynamayı, çocukluğumda sen öğretmiştin. Ama  nedense bir daha hiç oynamadık  :)
Çizdiğin resimlere hayranlıkla bakardım.. En ince ayrıntıları bile ihmal etmezdin..Bu konudaki yeteneğinin de heba olduğunu düşünmüşümdür hep.. İlkokulu bitirir bitirmez yatılı okula gitmen ,  hafızamda yer eden seninle ilgili o güzel anıları  ender kıldı..Güzeldi ama azdı..
Ben yine de,  en çok ( aynı odada uyuduğumuz için )   okuldan geldiğin bir  gece, yorganı başına çekerek ağlamanı unutamıyorum.. Neydi içini o kadar acıtan..Boş ver söyleme, ben zaten biliyorum...
Neyse ki her gece beraber olmadığımız için ,  sen benimkileri hiç duymadın...
Ben bir gecenin ağırlığını zor  taşıyorum zira...
Şimdi seni seviyorum demek ne kadar basit kalır  anlıyor musun ?



19.12.2013

........

Hayatı paylaşmadaki en önemli kriter,  yaptığın kavgalardan bile keyif  alıp almadığındır..

18.12.2013

...........

İnsanın, bulunduğu yere ait  olmadığını hissetmesinden daha vahim bir durum varsa,
O da,
Hiç bir yere ait olmadığını  düşünmesidir...

...........

İkinci üniversiteye kaydolma aşamasında görüştüğüm arkadaşımı da okumaya razı edince, kendimi O'na karşı sorumlu hissetmeye başladım haliyle.. Neyi nasıl yapacağız,  ne çalışılacak, dökümanı nerden alacağız.....
Hadi bunlar işin kolay kısmı..
Asıl mesele ders çalışmaya adapte olmakta..  Zaten okuyan, meslek icabı araştıran insanlarız, onu da hallettik diyelim..
Sorun sevgili arkadaşımın  neredeyse her gün beraber olma isteği...
Sabah galiba O'na gideceğim..
Galiba değil eli mahkum..
Ben İzmir'in bir ucunda, O diğer ucunu da geçmiş, almış başını gitmiş bir yerde..
Geçenlerde  kilometreyi sıfırladım.. 52.4 km . ile eve geldim.. Gidiş dönüş 104. 8 km..
Harbiden uzaktan eğitim..
Hakkını vere vere...

17.12.2013

GİT DESEM DE SEN KAL OLUR MU ?



İşte böyle bir şeydi aşk...
Hiç bir sözün, hiç bir tavrın hükmünü süremediği, sessiz ve dilsiz kaldığı,
Git derken bile,  ya giderse korkusunun yaşandığı...
Ama bilirdi aşk.
Onu tanıyan vazgeçemezdi,
Bırakıp gidemezdi,
Nasılsa bir gün dayanamaz, geri döner gelirdi..
Belki de bu yüzden alabildiğine pervasız,
Hatta arsız...
Umarsızdı aşk..
Ne göz yaşına kanardı, ne kalp sızısına bakardı...
Acımasızdı...
İstediğin kadar  kaç,
Faydasızdı...
Senin ruhunda, senin bile bilmediğin gizli köşeleri bilirdi..
En derin
En ince
En mahrem çizgileri...
Ne sınırlarına bakardı, ne de değerlerine...
Savunmasız bir anında  sarıp sarmalardı da,
Yalvarsan bir daha bırakmazdı...
İşte böyle bir şeydi aşk..