olmayanı , oldurmaya çalışmak ne kadar anlamsız...
eğer hayatımız bir senaryo ise, kime ne rol vereceğimizi iyi tespit etmemiz gerekmez mi? yanlış seçimler yapıyorsak, ehline vermiyorsak o payeyi, gereği gibi yapamıyor diye sızlanmak ne kadar abes...
ya seçimlerinde aklı başında davran, ya da sonrasında sızlanmayı bırak...
yoksa işte böyle boş çuval gibi ortada kalırsın da kimsenin ruhu duymaz...
18.02.2013
17.02.2013
KİMSİN SEN ?
Tanıyor musun kendini
Ne zaman tanıştın içindeki "sen" le
Her zaman birlikte olabiliyor musunuz ?
Yoksa kuytu köşelerde,
Kimsenin görmediği yerlerde
Gizlice mi buluşuyorsunuz?
Kimsin sen?
En son ne zaman " sen " oldun hatırlıyor musun?
Kendini kasmadan, saklamadan , içindeki senle kol kola yürüyebiliyor musun?
Kendini bildin bileli sana dayatılan kalıplardan koruyabiliyor musun " sen "i...
İçinden geldiği gibi konuşabiliyor musun ?
Kızdığında aklına gelen cümleleri,
Öfkelendiğinde içindeki patlamaları
En mutlu anındaki çığlıkları,
Kırıldığında, incindiğinde gözünün ucuna geliveren yaşları,
Haksızlık karşısındaki isyanını,
Aldatıldığında düştüğün boşluğu,
Yalnızlığında seni çepeçevre sarıveren hüznü,
Alabildiğince özgür yaşıyor musun ?
Kimsin sen?
Kendin için en son ne zaman bir şeyler yaptın ?
Sokaklarda serseri adımlarla yürüdün mü ?
Deniz kıyısında ya da bir ağaç altında banka oturdun mu , etrafı seyrederek
Çocukluğuna özenip, pamuk şeker yedin mi eline yüzüne bulaştırarak,
Kaldırımdaki çizgileri görünce dayanamayıp sek sek oynadın mı hiç ?
Duvarlar üstüne geldiğinde dışarı attın mı kendini,
Otobüste, dolmuşta yanında oturanla havadan sudan konuştun mu?
Bunları yapabiliyor musun?
Yoksa kendin olmaktan utanıyor musun ?
Kimsin sen ?
İşin istediğin miydi?
Eşin yanında yaşlanmak istediğin,
Annen en müşfik dostun,
Baban sarsılmaz dağ oldu mu ?
Evine koşar adımlarla dönebiliyor musun ?
Her gece huzurla uyuyup, sabah heyecanla kalkıyor musun ?
Yapmak, görmek, okumak, paylaşmak istediklerinin listesi çoğalıyor mu?
Sevdiklerin var mı etrafında,
Yalnızlık çukuruna düşmekten alıkoyan dostların,
Örnek aldığın şahsiyetlere ne kadar benzersin?
Hayran oldukların kadar, hayran olanların var mı çevrende?
Kimsin sen ?
Kimin için iyi ve hayırlı olursun?
Kime el uzatır, candan davranırsın,
Kime kIlavuz oldun, kimi çoğalttın, kimi donattın ?
Kimin için neyi, neleri alttan aldın?
Kime hayır dersin, kimin için hayırların evet olur ?
Kimsin sen ?
Kim olduğun önemli mi?
Dürüst olamıyorsan kendine ve herkese
Zırhlara sardıysan ruhunu,
Prangalıysa beynin,
Her adımın , tavrın, tutumun " ne derler" kapısından çıkıyorsa dışarıya,
Yüzleşemiyorsan zaaflarınla,
Kim olduğun önemli mi?
Emin misin,
Aynaya baktığında karşında gördüğün " sen " misin?
Sahi, sen kimsin ?
15.02.2013
ŞİDDET YOK DANS VAR...
1 milyar kadın..
Ciddi rakam.
Ulaşabildiler mi bilmiyorum,
Şiddete karşı dans ettiler...
Muhtemelen çoğu fiziksel şiddete maruz kalan hemcinslerine destek amaçlı dans ettiler..
Muhtemelen onlara acıyarak baktılar...
Kendilerinin, şiddetin başka türlerine maruz kaldıklarından bihaber üstelik...
Hakaretin ve aşağılamanın,
Sosyal hayattan kısıtlanmanın,
Maddi açıdan bağımlı olmanın ve sömürülmenin,
Zorla ve isteksiz halde ilişkiye zorlanmanın da şiddet olduğundan bihaber...
Ve erkekler...
Eminim ki şiddete eğilimli olan hemcinslerini kabalık ve eğitimsizlikle suçladılar..
Çağdaş dünyaya yakıştıramadılar...
Kendilerinin de farklı şekillerde şiddete eğilimli olduklarını,
Kendilerinin de şiddet uyguladıklarını bilmeden üstelik...
Dans yeterli gelir mi acaba ?
Yoksa bu hayatı müzikal tadında mı yaşamak lazım şiddetin kökünü kurutmak için...
Ciddi rakam.
Ulaşabildiler mi bilmiyorum,
Şiddete karşı dans ettiler...
Muhtemelen çoğu fiziksel şiddete maruz kalan hemcinslerine destek amaçlı dans ettiler..
Muhtemelen onlara acıyarak baktılar...
Kendilerinin, şiddetin başka türlerine maruz kaldıklarından bihaber üstelik...
Hakaretin ve aşağılamanın,
Sosyal hayattan kısıtlanmanın,
Maddi açıdan bağımlı olmanın ve sömürülmenin,
Zorla ve isteksiz halde ilişkiye zorlanmanın da şiddet olduğundan bihaber...
Ve erkekler...
Eminim ki şiddete eğilimli olan hemcinslerini kabalık ve eğitimsizlikle suçladılar..
Çağdaş dünyaya yakıştıramadılar...
Kendilerinin de farklı şekillerde şiddete eğilimli olduklarını,
Kendilerinin de şiddet uyguladıklarını bilmeden üstelik...
Dans yeterli gelir mi acaba ?
Yoksa bu hayatı müzikal tadında mı yaşamak lazım şiddetin kökünü kurutmak için...
14.02.2013
SEVENLER GÜNÜ...
Kalbinizde sevgiye yer varsa,
Nefret sarıp sarmalamadıysa ruhunuzu,
İnsan olarak kalmayı başaranlardansanız eğer,
Sadece kendinizi değil başkasını da düşünebiliyorsanız,
Başkası için üzülüp ağlayabiliyorsanız,
Yeter ki iyi olsun temennisi hala içinizdeyse,
Size kalbini açan, rahatlayarak ayrılabiliyorsa yanınızdan,
El uzatabiliyorsanız mahzun bir gönüle,
Sevgililer günü de neymiş,
Her gün "sevenler günü"..
En sevdiğinize " seni seviyorum " demek için fırsatları değerlendirin..
İçinizden sevgi hiç eksilmesin...
Hep sevin ve sevilin...
13.02.2013
HATIRALAR BAZEN GÜZELDİR...
Hayatımda benim kadar dağınık birini görmedim..Neyin nerede olduğunu asla bulamam. Çünkü en olmadık yerlerden çıkar. Misal, daha geçenlerde bir yüzüğümü kaybettim. Tamam maddi değeri yoktu ama hatıraydı....Üşenmedim, iğrenmedim çöpü bile karıştırdım, acaba yanlışlıkla gitti mi diye.. Bilin bakalım nereden çıktı ? Buzdolabındaki biber poşetinin içinden..Muhtemelen elimden kayıp içine düştü. Tamam bu anlattığımın dağınıklıkla ilgisi yok ama, "en olmadık yer" kısmı tutuyor en azından :))
Tabi insan kendisi dağınık olunca, çocuklarına da bir şey diyemiyor. Rol model olmak lazım ya.. Zaten evden bir kaç gün uzaklaşmışsam, odalarına girmeden önce besmele çekerim. Malum çarpılma tehlikesi var. Sonra gaaayet sakin bakmak lazım. Hırsız varrrrr diye bağırabilir insan gayri ihtiyari...Bir de kedi eniğini kaybetse bulamaz derler bizde. Kedimiz var da, eniği yok çok şükür..
Asıl konumuza dönersek, bir fotoğraf arıyordum. Ama öyle Ajda Pekkan'ın " çerçeve değil, resim arıyorum" türünden bir fotoğraf değil.. İşte o fotoğrafı ararken elime çooook eski yıllara ait bir kaset geçti. Teyp olmadığı için dinleyemiyorum ne yazık ki..
Üniversite yıllarında , can sıkıntısından herhalde, sesimizi kasete alıp dinlemek istemiştik. Ama ne söyleyeceğiz , ne yapacağız anlaşamadık . Her sene değişen ev muvcuduna göre, o sene sanırım 5 kişiydik. Edebiyat fakültesinde okuyanlar da var aramızda. Bir arkadaş Necip Fazıl'ın Sakarya Türküsünü okuyalım dedi, bi başkası ille de eğlenceli bir şeyler olsun diye , düriyenin kalaylarını istedi. Tabi hemen demokratik bir yöntemle oylama yaptık şiir kazandı.. Biz büyük bir ciddiyetle şiiri okuduk, kayıt tamamlandı, dinlemeye başladık... Ama gülmekten de öldük.. 4 arkadaş harıl harıl iştiyakla şiir okurken, arada ağlamaklı bir ses karışıyor..." düriyeeee......düriyeeeeee..." Katletmişti şiirimizi, ama hafızalarda hoş bir anı oldu..
Kaset sayesinde o günlere gitmek güzeldi.. Öğrencilik yıllarım sanırım benim en mutlu olduğum zamanlar....
Sahi, teybi olan var mı ?
/ / /
Bir insanın nezdinde değerin neyse odur...
İstediğin kadar uğraş, artıramazsın...
Bir insanın nazarında yoksan , yoksun..
Ne yaparsan yap, gözüne giremezsin...
Belli ettiğin ölçüde muhtaç olduğunu,
O kadar uzaklaşır senden..
Susuzluktan kurusan,
Bir yudum su olmaz sana...
Vazgeç..
Ya kendi kendine yetmeyi öğren...
Ya da sessizce öl, yoksunluğunla...
12.02.2013
ÜŞÜYORUM...
ne kat kat giyinsem,
ne ateşi harlatsam,
ısınacak gibi değil içim..
üşüyorum..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)