Bazen kendimi ana muhalefet gibi hissediyorum. Ya bende bir anormallik var, ya da insanlar sorgulamadan, düşünmeden bazı sözleri söyleyip geçiyorlar..
Neyse, konumuza dönelim..
Rol modelin sözlük anlamı, örnek alınan kişi demek..
Özellikle çocukların ve gençliğe adım atanların, hatta daha da geniş kapsamlı düşünürsek, insanların kendilerine örnek aldığı kişi...
Aslında olması gereken, aslolan, tüm insanların rol model olması.. Buna uygun davranış tarzı benimsemeleri. Hayatlarını örnek bir insan gibi idame etmeleri.. Tabi ki olmayanları suçlama hakkımız, hesaba çekme yetkimiz olamaz. Burada herkes kendinden sorumludur diyoruz. Sanatçılar, toplumun ileri gelenleri rol model olmak zorunda mı, bunu da konunun dışında tutuyoruz.
Benim asıl derdim anne- babanın rol model olması..
Nette gezinirken, bir habere rastladım.
Eğitimci yazar falanca filan diyor ki, televizyonda dizi seyreden ebeveynin, çocuğuna " ders çalış " deme hakkı yoktur . Hani ders çalış diyebileceğim bir çocuğum yok , ama mantığıma vurduğumda, tecrübelerimi gözden geçirdiğimde " ne münasebet" diyorum.. Bir insanın çocuğu varsa, ona model olma yükümlülüğü, doğru, dürüst, insancıl, yardımsever, paylaşımcı ....... olma gibi değerleri kapsar. Ne yani çocukla oturup çocukla mı kalkmak lazım. Saat 9 da uyuması gerekiyor diye, erkenden uyumak mı lazım...
Rol model olma, ebeveyn için, çocuğunu hayata hazırlama noktalarında geçerli olan bir durumdur bana göre. Bu nedenle çocuğun yapması gerekenleri, sorumluluklarını yerine getirmede, onunla aynı davranış tarzı içine girmenin, mantıksız, mesnetsiz olduğunu düşünüyorum. Mesela çocuk ders çalışması gerektiğini, kendisine ait birincil sorumluluğun bu olduğunu mantığına yerleştirmek zorunda. Kişilerin yere ve zamana göre yükümlülükleri olduğunu idrak etmeli ki, siz onun yapması gerekenleri beraber omuzlarken, sizin yaptıklarınızı da o yapmaya kalkmasın.
En önemlisi de, çevremden de gözlemlediğim kadarıyla, bu anlayıştaki rol model olmanın ebeveyn- çocuk ilişkisine zarar verdiğini düşünmekteyim. Zira anne- babası ile aynı davranış kalıpları içinde olan çocuk, konum farklılığını tam anlayamamakta ve bu durum arada olması gereken saygı ve otoritede ciddi boşluklara sebebiyet vermekte. Tabi ki çocuk üzerinde baskı kurmaktan bahsetmiyorum. Özgüvenin gelişmesi ve kişiliğin oluşması açısından, çocuğun da birey olduğu unutulmamalı. Ama bu demek değildir ki, çocuk- anne- baba eşittir. Elbette ki çocuğa sevgi verildiği kadar, arada saygının ve hürmetin de olması gerekir.
Neyse, konuya burada son vermek zorundayım. İzlediğim tek dizi Seksenler başladı, tavsiye ederim. Zira çok güzel bir dizi, diyim ben size :))