Düşününce içimi en çok acıtan şey...
Dört duvar arasında yaşayanların , farklı anılara, farklı acılara, farklı hayatlara sahip olmaları ve bunu tek başına yaşamaları...
Kalabalıklar arasında yalnızlık, iki kişili yalnızlık.....İşte bu klişe bulduğum sözler ne çok şey anlatırmış meğer..İlişkilerin niteliği ne olursa olsun, adına ne derseniz deyin, yüzeysel ise eğer, insanın sırtında sadece bir yük olmaktan ileri gitmiyor. İster eş deyin, ister ana- baba, ister kardeş, arkadaş..... Bir insanın hayatına dahil olduysanız hakkını verecekseniz...Yok, gözlerine bakmadan konuşacaksanız, kelimenin ardında gizleneni bulmayacaksanız, rica ederim yer işgal etmekten boşa şagillikten vazgeçiniz...Vazgeçelim...
Yalnızlık güzeldir ama bazen.. İnsanın devinim kazanması, kendisini sorgulaması, herkesten önce yargılaması için de şarttır aslında.. Ama bir kenara çekilmekten öteye geçip, kör bir kuyuya mahkum ettiyse, yalnızlık insanın içini kemiren, yavaş yavaş yok eden bir hastalık halini alır...
Bir yere , bir vasfa sahip olmak bu kadar kolay, bu kadar ucuz olmamalı..Bedel ödeyelim demiyorum, hakkını verelim diyorum...
Aslında öfkem kendime...Kimseye değil bu sözler.. İç muhasebe olarak algılayın..
Kaçırıyorum ayrıntıları. Bazen o kadar çok dalıyorum ki iç dünyama, kim nerede, ne yapıyor görmüyor gözüm.. Kendimle baş başa ama kendimden ari... Nasıl bi'şey ben de çözemedim.. Bir noktaya saplanmak gibi.. Unutmak, atlamak, savsaklamak ...Beraberinde bu geliyor işte..
Zaman hızla akıp geçiyor..
Daha önce demiştim ki, aheste yaşamak gerek hayatı...
Şimdi de diyorum ki, ruh aheste yaşasın.. Dingin olsun her daim.. Huzur yaysın hem kendisi hem çevresi için. Ama duygular....Ama düşünceler...Ama tavırlar...
Acele etmek lazım...Uyanık olmak...
Sevdiklerimizin, sevenlerimizin içinde neler olup bitiyor görmek zor değil ki.. Bir bakış, bir sözcük ele verir dikkatli baktıktan sonra..
Gözden kaçırdığım her şey için üzgünüm...İhmal ettiğim her şey için...
cem adrian' ın güzel de bi şarkısı vardır yalnızlıkla ilgili...
YanıtlaSilbi zaman sonra da çok koyar be adama yalnızlık, iyi bilirim.
Gozlere bakmak kolay degil oyle,3 gun kaldim Istanbulda kimsenin gozlerini gormedim..bakanlar coktu oysa ama bakmak baska gormek baska,o gozu kaldirmak o gozu baktirmakta marifet.
YanıtlaSilCem..yalnızlık, yalnız olanların seçimi mi acaba ?
YanıtlaSilSevgi, İstanbul çok farklı kılıyor insanı..Ruhunu çekip alıyor sanki. Ben de gidince ilk zamanlar insanları makinalaşmış gibi görüyorum..Sonra ya alışıyorum, ya da düzene ayak uyduruyorum bilmiyorum, ama geçiyor bir süre sonra..
Birini tanıyorum.Beni diğer herkesten soğutuyor.Yalnız kalmaya mecbur kalıyorum.
YanıtlaSilSanırım hayatımın bundan sonraki çoğu kısmı böyle geçecek.Kendime ayıracak zamanım yok.Daha henüz tempoya alışamadım.Burada sayılırım ama değilim.Selamlar.