Ama film değildi izlediğim. İran yapımı, Irak savaşında mülteci kampındaki çocukların dramı. Muhtemelen senaryo falan da yazılmadan, direkt küçücük, masum çocukların hayatından bir kesit. Mayın toplayarak karınlarını doyurmaya çalışan, bunu yaparken de mayınlar yüzünden kollarını, bacaklarını kaybeden çocukların dramı.İnsanların nasıl insanlıktan çıkabileceğini, gözü dönmüşlerin çıkar kavgası sırasında en çok bedeli ödeyenlerin çocuklar olduğunu anlatan ve mutlaka izlenmesi gereken bir yapıt..Savaş sonrasında çekilen ilk film..Üstelik bu savaşı bizzat yaşayan çocukların rol aldığı, kendilerini anlattıkları , rol yapmadıkları, bizzat kendilerinde olan korkuyu, çaresizliği, masumluğu yansıttıkları bir film.
Bu filmi izledikten sonra içinizde hep bir sorgulama olacak, olmalı..Şu an acaba dünyanın hangi köşesinde bir çocuk ağlıyor ? Hangi çocuğun canı yanıyor ? Ve bu yaşanan travmaları atlatabiliyor mu bu çocuklar ? Hiç bir şeyden korkmadan uyuyabiliyorlar mı ? Geleceğe ait umutları, hayalleri kalıyor mu ?
Ve Agrin....Amerikalı askerlerin tecavüzü sonucu hamile kalan, kendi çocuk haliyle çocuğunu bir türlü benimseyemeyen, ondan kurtulmanın yollarını arayan, bu çaresizlikle tek başına mücadele etmeye çalışan Agrin....Daha nice Agrinler neler yaşıyor acaba ? Dünyada tüm bu olup bitenlerde bizim sorumluluğumuz ne ? Sessizliğimiz kimlerin içini acıtıyor ? Ve Agrin'in kollarını kaybetmiş ağabeyi... Bebeğe bir şey olacak diye ödü kopan, kızkardeşinin bebeğe kötülük yapmasından korkup buna engel olmaya çalışan ama elinden hiç bir şey gelmeyen çocuk ağabeyin çaresizliği, insanın içini kezzap gibi delip geçen gözyaşları...
"Bizim büyük çaresizliğimiz" demek geliyor içimden.. Olan bitene engel olamama çaresizliği değil bu..Tam tersine neler olup bittiğinden haberdar olamama çaresizliği.. Hayatın tuzu biberi olan problemlerle baş edemeyip, kendi kabuğumuza gömülme acziyeti belki de..
Sokakta koşup oynaması gerekirken, kollarını bacaklarını kaybetme pahasına, para kazanmak için mayın toplayan bu yetim çocukların hayatını izleyin..
Savaşın soğuk değil, yürek yakan yangınını görün...
Hiç bir şey yapamıyorsanız, en azından bu çocukların hayatını cehenneme çeviren , hayatlarını karartan, umutlarını çalan her kim varsa, karışan, tetikleyen, susan, görmezden gelen.... Lanet edin...
Lanet olsun bir fidanı ezene, boynunu bükene, kolunu kanadını kırana....
Film oldukça bol ödül almış.. İşte bu ödüllerden bazıları..
2006 Oscar ödülleri için, en iyi yabancı film ödülüne adaylık,
52. San Sebastian Film Festivali Altın İstiridye ve En iyi Senaryo Jüri Özel Ödülü
55. Berlin Uluslararası Film Festivali Barış Ödülü,
5.Tokyo Filmex Film Festivali Agnes B. ve Jüri Özel Ödülü
19. Fribourg Uluslararası Çağdaş Film Festivali Seyirci Ödülü, E Changer Ödülü,
Mexico City Uluslararası Çağdaş Film Festivali La Pieze ve Seyirci Ödülü..
Geçen sene izlemiştim ve gerçekten derinden etkilemişti... :'(
YanıtlaSilMerhaba, bu film izlenir. Tavsiye için teşekkürler.
YanıtlaSilMaalesef gözlerini dışarıda olup bitene sımsıkı kapatan bir insanlık var karşımızda :(
Evet Ali, etkilenmemek mümkün değil. Benim içim acıdı...
YanıtlaSilHamiyet, canının istediğini gören bir insanlık...
izlemedim, izlemeyi isterim lakin şu ara zor.
YanıtlaSilaz önce bi yorumda yazmıştım yineleyeyim;
kendi karanlığımız bizi kör ediyor sanırım, etrafta olan biten acıları göremiyoruz.
Çok etkileyici bir giriş oldu benim için sitenize.
YanıtlaSilMerhabalar,
Yeni keşfettim blogunuzu, bana da beklerim:
http://nebihanakca.blogspot.com/
Genelde hüzünlü filmleri severim ama bunu izleyemem. Çocukların üzülmesine dayanamam çünkü.
YanıtlaSil