Marifet ölesiye sevmektir..
Şimdilerde moda (!) olan, "öldüresiye" sevmek..
Adam bıçaklıyor, silahını çekiyor, ardından da " çok seviyordum" diyor..
Kadınları koruyamıyoruz bu aşırının aşırısı sevgiden..
Yapabildiğimiz tek şey, şanslı olan 3-5 kadını mor çatı altında toplamak..Ama tehlike dışarıda elini kolunu sallaya sallaya geziyor, kimsenin umurunda değil..
Madem, koruma talep edenlere de polis tahsis edemiyorsunuz, hiç olmazsa " öküz evleri" açın da, insanlıktan nasibini alamamış olanları ehlileştirinceye veya ıslah edinceye kadar tutun orada.. Tedavi edin, öyle salın topluma..
Ağır mı oldu? ...
Hiç sanmam, az bile...
29.01.2014
28.01.2014
..........
Toplumsal değer yargılarının tam olarak sınırlarını çizemezsiniz. Kişinin karakterine, yetişme tarzına, çevresine göre değişiklik arzeder..
Ancak çerçevesini iyi belirlemek lazım ki, çok da göreceli olmasın...
Misal, sizin için iyi olan bir insan, başka birine kötü davranıyor, zulmediyor, aşağılıyor ya da sorumluluklarını yerine getirmiyorsa, o insan hakkındaki düşüncelerinizi gözden geçirmenizde fayda var..
Zira, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın düşüncesinin güdümünde olmak, öz saygınlığı yavaş yavaş yok edecektir.
Ancak çerçevesini iyi belirlemek lazım ki, çok da göreceli olmasın...
Misal, sizin için iyi olan bir insan, başka birine kötü davranıyor, zulmediyor, aşağılıyor ya da sorumluluklarını yerine getirmiyorsa, o insan hakkındaki düşüncelerinizi gözden geçirmenizde fayda var..
Zira, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın düşüncesinin güdümünde olmak, öz saygınlığı yavaş yavaş yok edecektir.
27.01.2014
........
Ben seni hayallerime sığdıramazken, sen beni gönlüne misafir edemedin..
Şimdi hasretini yaşıyorum sindire sindire,
Vazgeçtim sanma,
Seni içime çekiyorum
Aldığım her nefeste..
..........
Şimdi ben sustum ya...
Aslında içimde sorular biriktiriyorum..
Hem de cevaplarını asla öğrenemeyeceğim sorular...
Aslında içimde sorular biriktiriyorum..
Hem de cevaplarını asla öğrenemeyeceğim sorular...
26.01.2014
NEREDESİN...?
Sevgili,
Ne varlığın , ne de yokluğun belli...
Sana varmak için düştüğüm yollar hep kendime çıkıyor...
İsyanlarım yoruyor,
İnkarlarım boğuyor beni...
25.01.2014
SOĞUK KAHVE
Uzun zamandır kenarda duruyordu, nihayet okumaya başladım..Henüz bitmediğinden, belki yorum yapmak için erken.. Olsun ben yine de yazacağım..
Bu kadar çok övgü alan kitaptan ben niye etkilenmedim acaba diye düşündüm.. Tamam akıcı, samimi bir dili var.. Edebi açıdan da iddialı değil.. Ama çarpmadı işte.. Biraz düşününce, sebebini anladım..
Kitap kötü değil, yazar kötü değil...
Blogerlar arasında o kadar iyi yazanlar var ki.. Hepsi edebi açıdan o kadar nitelikli ki, sorun burada işte..Ben takip ettiğim bloglarda beni benden alan yazılar okuyorum.Kimisinde gülüyorum, kimisinde düşünüyorum.. Kendimden bir şeyler mutlaka buluyorum......
Ya da
Ben kahveyi "sıcak" seviyorum...:)
Bu kadar çok övgü alan kitaptan ben niye etkilenmedim acaba diye düşündüm.. Tamam akıcı, samimi bir dili var.. Edebi açıdan da iddialı değil.. Ama çarpmadı işte.. Biraz düşününce, sebebini anladım..
Kitap kötü değil, yazar kötü değil...
Blogerlar arasında o kadar iyi yazanlar var ki.. Hepsi edebi açıdan o kadar nitelikli ki, sorun burada işte..Ben takip ettiğim bloglarda beni benden alan yazılar okuyorum.Kimisinde gülüyorum, kimisinde düşünüyorum.. Kendimden bir şeyler mutlaka buluyorum......
Ya da
Ben kahveyi "sıcak" seviyorum...:)
24.01.2014
BİR İNSANI SESİNDEN TANIYABİLİR, ANLAYABİLİR MİSİNİZ ?
Aynı şehirdeler,,
Van'da..
Kaderleri pek çok noktada kesişen iki kadın..
İkisi de genç yaşta dul kalmış.. Biri tek çocuklu, eşini kaybetmiş.. İsmi F..
Diğerinin iki evladı var, eşinden boşanmış. İsmi L..
Sık aralıklarla olmasa da telefonla görüşüyoruz.. Konuşmaları oldukça düzgün.. Şivesiz ..
L., kendine güveni olan, tuttuğunu koparan cabbar bir kişilik olarak hafızamda yer ediyor.. Her defasında dakikalarca konuşuyoruz. Garip bir enerji var sesinde.. Anladığım ve anlattığı kadarıyla, her sorunuyla kendisi ilgilenmek zorunda. Ama şikayet ettiğini duymadım hiç. Çocuklarından çok bahsediyor, aralarındaki diyalogdan da... Benimki sadece manevi destek olmak.. Ama aramam bile onları çok mutlu ediyor biliyorum.. Sık sık Van'a davet ediyor.. Her defasında " söz geleceğim " diyorum..
F. sessiz sakin..
Sesindeki hüznü ben mi hissediyorum sadece acaba ?
Çok kırılgan olduğunu düşünüyorum.. Kendini fazla açmıyor. Son konuşmamızda Bitlis'e, ölen eşinin ailesinin yanına gittiğini söylüyor. Huzursuz oluyorum.. Boşuna değil bu gidiş biliyorum.. "İnsan bir kez evden çıktıktan sonra, ailesi bile yabancı oluyor" diyor.. O kadar..
Oysa evlatlık, kardeşlik baki değil mi ?
Hani doğunun insanı batıdakilere göre birbirine daha bağlıydı?
Belki hala öyle.. Neden tek bir olaya bakıp, düşüncelerimi değiştiriyorum ki, istisnalar olamaz mı ?
Kendisini çok yalnız ve çıkmazda hissettiğini, içinde bir acının oturup kaldığını düşünüyorum. Ne büyük talihsizlik, insanın bu koca dünyada kendini yalnız hissetmesi? Üstelik kanından, canından insanlar etrafında olduğu halde..
Ama elimden bir şey gelmiyor..
Ne desem boş..
Sadece üzülüyorum..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)