1.02.2016
28.01.2016
HASTA KADIN KADAR ÇEKİLMEZ Bİ'ŞEY YOK ŞU DÜNYADA.....
İzmir İzmir olalı böyle soğuk görmedi ....
Bugün fena değil gerçi,en azından güneş var. Ama geçen 2-3 gün dondum resmen. Allahın işine bak ki, onca soğukta sabahtan akşama dışarıda ol, grip ol, hava normalleşmeye başladığında eve kapan..Yapacak bi'şey yok..Feriştah değilim ki ben, narin, çıtkırıldım olunca böyle oluyor işte ...
Ah be Feriştah, sendeki hayal gücü bende olsun isterdim.Tam tersi, hayatımızda Numanlardan bol bi'şey yok.
**
İzmir'in eski fotoğraflarına baktım az önce... O halini hiç görmedim. Bir " zamanlar buralar hep dutluktu " diyecek kadar bilgi sahibi değilim . Sevimliymiş , sakinmiş, sıcakmış.... Başka bir güzelmiş. O da bizim gibi değişmiş. İyi mi olmuş kötü mü,tartışılır elbet. Her şey değişiyor..Nasıl görmek istediğine bağlı. Bak yeminle lafı sana getirmek gibi bi' niyetim yok, ama kafamı kaldırdığımda, gideceği yeri kestirebiliyorum :))
**
Ben yokken artan takipçi sayısı, geri döndüğümde azalmaya başladı. 5 kişi tarafından terkedildim !! Bakmadım bile kim gitmiş, kim kalmış. Zaten anlayamam ki, sevdiklerim gitmesin yeter. Zaten 3-5 kişi arasında dönüyor , malum blog dünyası..
**
Kişisel iç dökmeye döndü burası. Okumasını istediklerimin buradan haberi olmadığından mütevellit, kendi çapımda eğleniyor gibiyim. Okusunlar ister miydim ....sanmam... rahatları, huzurları bozulmasın, canları sıkılmasın yeter. Tehlikeli oluyorlar sonra. Suçluluk psikolojisi daha saldırgan yapıyor o kişiliktekileri...Ve ne söylersen söyle,asıl söylenmesi gerekenler unutulmuş gibi hissediyorsun. Rahatlayamıyorsun.. İyisi mi sus , gerçekten bak.
Biraz iyileşeyim, en iyisi başka bir blog açmak. Olmuyor böyle, mesela " haspam" diye başlayan bir cümle yazacaktım, tuttum kendimi, yazmadım :))) şimdi bu kelime yanlış anlaşılır mı, ayıp olur mu diye sorgulayacaksam, ne anlamı kaldı ki yazmanın.
Oysa gayet rahat savurmalıyım ortaya, aklıma gelenleri... Sen şimdi, beni kendinden uzaklaştırdın da rahatladın mı diyebilmeliyim mesela ... Karanlıkta kurt adama dönüşüp, yeni avlar peşinde koşarken ........işte bu cümleyi tamamlayabilmeliyim....
**
Film izlemek en güzeli..hem belki izlerken uyur kalırım. Grip dinlenerek geçiyordu değil mi ?
Ölmez sağ kalırsam, görüşürüz :))
Bugün fena değil gerçi,en azından güneş var. Ama geçen 2-3 gün dondum resmen. Allahın işine bak ki, onca soğukta sabahtan akşama dışarıda ol, grip ol, hava normalleşmeye başladığında eve kapan..Yapacak bi'şey yok..Feriştah değilim ki ben, narin, çıtkırıldım olunca böyle oluyor işte ...
Ah be Feriştah, sendeki hayal gücü bende olsun isterdim.Tam tersi, hayatımızda Numanlardan bol bi'şey yok.
**
İzmir'in eski fotoğraflarına baktım az önce... O halini hiç görmedim. Bir " zamanlar buralar hep dutluktu " diyecek kadar bilgi sahibi değilim . Sevimliymiş , sakinmiş, sıcakmış.... Başka bir güzelmiş. O da bizim gibi değişmiş. İyi mi olmuş kötü mü,tartışılır elbet. Her şey değişiyor..Nasıl görmek istediğine bağlı. Bak yeminle lafı sana getirmek gibi bi' niyetim yok, ama kafamı kaldırdığımda, gideceği yeri kestirebiliyorum :))
**
Ben yokken artan takipçi sayısı, geri döndüğümde azalmaya başladı. 5 kişi tarafından terkedildim !! Bakmadım bile kim gitmiş, kim kalmış. Zaten anlayamam ki, sevdiklerim gitmesin yeter. Zaten 3-5 kişi arasında dönüyor , malum blog dünyası..
**
Kişisel iç dökmeye döndü burası. Okumasını istediklerimin buradan haberi olmadığından mütevellit, kendi çapımda eğleniyor gibiyim. Okusunlar ister miydim ....sanmam... rahatları, huzurları bozulmasın, canları sıkılmasın yeter. Tehlikeli oluyorlar sonra. Suçluluk psikolojisi daha saldırgan yapıyor o kişiliktekileri...Ve ne söylersen söyle,asıl söylenmesi gerekenler unutulmuş gibi hissediyorsun. Rahatlayamıyorsun.. İyisi mi sus , gerçekten bak.
Biraz iyileşeyim, en iyisi başka bir blog açmak. Olmuyor böyle, mesela " haspam" diye başlayan bir cümle yazacaktım, tuttum kendimi, yazmadım :))) şimdi bu kelime yanlış anlaşılır mı, ayıp olur mu diye sorgulayacaksam, ne anlamı kaldı ki yazmanın.
Oysa gayet rahat savurmalıyım ortaya, aklıma gelenleri... Sen şimdi, beni kendinden uzaklaştırdın da rahatladın mı diyebilmeliyim mesela ... Karanlıkta kurt adama dönüşüp, yeni avlar peşinde koşarken ........işte bu cümleyi tamamlayabilmeliyim....
**
Film izlemek en güzeli..hem belki izlerken uyur kalırım. Grip dinlenerek geçiyordu değil mi ?
Ölmez sağ kalırsam, görüşürüz :))
26.01.2016
BAŞLIK FALAN YOK !!!!
"Anne, ben büyüğünce babamı öldürcem !!!!"
Vefasızlık, sorumsuzluk, patavatsızlık, uyuşukluk vs. bunları anlarım. Bu kişilikteki insanlarla yaşamak zordur belki, uzun soluklu düşünüldüğünde. Ama şiddeti anlayamıyorum. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve diğer türevlerini aklım almıyor.
Bir insan hangi sebeple diğerinin bile isteye canını yakabilir ?
Nasıl olur da aşağılayabilir ?
Kendisi mükemmel midir ki; başkasının zaafiyeti, noksanlığı, geç anlaması ya da algılaması bahanesiyle saldırıda bulunabilir ? Ve bunu tekrar tekrar,vicdanı sızlamadan nasıl yapabilir ?
Bu kadar basit olmamalı ! Şiddete maruz kalan nasıl atlatamıyorsa bu travmayı,izlerini taşıyorsa ömür boyu, şiddet gösteren de kolayca sıyrılmamalı bu işten. Ben iyiliği için yapıyorum, adam olsun diye yapıyorum safsatalarına da sığınmasın boş yere...
Daha ilkokul 1. sınıfın yarısındaki oğlu okumayı sökemedi diye şiddet uygulayan, gözünden sakınması gereken evladını döven adamdır, çocuğuna bu afları söyleten.
Annelik şefkatiyle , yavrularına kıyamadığı için ayrılmak istediğinde , "seni öldürürüm" diye, eşini tehdit eden....
"Adamım" diye ortalıkta dolaşan....
Vefasızlık, sorumsuzluk, patavatsızlık, uyuşukluk vs. bunları anlarım. Bu kişilikteki insanlarla yaşamak zordur belki, uzun soluklu düşünüldüğünde. Ama şiddeti anlayamıyorum. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve diğer türevlerini aklım almıyor.
Bir insan hangi sebeple diğerinin bile isteye canını yakabilir ?
Nasıl olur da aşağılayabilir ?
Kendisi mükemmel midir ki; başkasının zaafiyeti, noksanlığı, geç anlaması ya da algılaması bahanesiyle saldırıda bulunabilir ? Ve bunu tekrar tekrar,vicdanı sızlamadan nasıl yapabilir ?
Bu kadar basit olmamalı ! Şiddete maruz kalan nasıl atlatamıyorsa bu travmayı,izlerini taşıyorsa ömür boyu, şiddet gösteren de kolayca sıyrılmamalı bu işten. Ben iyiliği için yapıyorum, adam olsun diye yapıyorum safsatalarına da sığınmasın boş yere...
Daha ilkokul 1. sınıfın yarısındaki oğlu okumayı sökemedi diye şiddet uygulayan, gözünden sakınması gereken evladını döven adamdır, çocuğuna bu afları söyleten.
Annelik şefkatiyle , yavrularına kıyamadığı için ayrılmak istediğinde , "seni öldürürüm" diye, eşini tehdit eden....
"Adamım" diye ortalıkta dolaşan....
25.01.2016
ADRESSİZ MEKTUP...
Sevgili Mi... Son zamanlar aklıma çok gelir oldun. Sanırım kendi kendime düşünmekten, içten içe konuşmaktan yoruldum. İnsan geri bildirim almak istiyor bazen. Konuştukları, düşündükleri acımasızca eleştirilsin istiyor.Adil olmak o kadar kolay değil, özellikle kendine karşı. Olamadığım zamanlar vardır . Ama sen de bilirsin ki bilinçli olarak kayırmam kendimi. Mutlaka göremediğim, atladığım, ihmal ettiğim bir nokta vardır.
Görüşmeyeli kaç ay oldu , saymıyorum artık.Çünkü zaman kavramı anlamını yitirdi bir bakıma. Eskisi gibi acele etmiyorum. Daha bir yavaştan almaya başladım her şeyi. Ama hala takıntılarım var elbette törpülemek istediğim. Mesela, sorularıma cevap verirken kısa ve net olmayanlar karşısında gerilme yaşıyorum . O kadar kusur kadı kızında da olur elbet .
Kendime kızgınım sanırım Mi...Yani üzerinde çok fazla düşünmedim. Çok karışık bir durum bu. Olsa olsa izin verdiğim için kızmışımdır kendime. Hoşgörünün, anlayışın, empatinin fazlası hem gösterene, hem gösterilene haksızlık biliyor musun? Biliyorsundur tabi. Şimdi "kendine değer vermek" kavramı daha netleşiyor zihnimde. Daha geniş kapsamlı ele alıp, karşındakine değer vermenin de ölçüsü bu diyorum. Önemsemediğimiz insanların ne yaptığını da önemsemeyiz. Hem susmak, göz yummak,görmezden gelmek değer vermekle çelişiyor değil mi ? Bak yine kendimi aklamaya doğru gidiyor bu yol.
Me...ile buluştun mu, ( kavuştun mu ) bilemiyorum. Yürekten istiyorum mutlu olmanı. Bunun için kavuşmak şart mıdır? sorusu takıldı aklıma. Niye her şeyi sorguluyorum !!!! Can çıkmayınca huy çıkmıyor . Düz mantıkla yaşamayı öğrenmek gerek demek ki. Bazen kendimi her şeye muhalefet ederken yakalıyorum. Aslında amacım karşı çıkmak değil. Hep esnek olma ihtiyacı belki. Başka açıdan baksak, farklı düşünebilir miyiz diye sorguluyorum. Ama herkes hoşlanmıyor işte, ya da kaldıramıyor diyelim.
Mi..gidişin çok zamansızdı...
Daha paylaşılacak çok şey vardı....
......
Görüşmeyeli kaç ay oldu , saymıyorum artık.Çünkü zaman kavramı anlamını yitirdi bir bakıma. Eskisi gibi acele etmiyorum. Daha bir yavaştan almaya başladım her şeyi. Ama hala takıntılarım var elbette törpülemek istediğim. Mesela, sorularıma cevap verirken kısa ve net olmayanlar karşısında gerilme yaşıyorum . O kadar kusur kadı kızında da olur elbet .
Kendime kızgınım sanırım Mi...Yani üzerinde çok fazla düşünmedim. Çok karışık bir durum bu. Olsa olsa izin verdiğim için kızmışımdır kendime. Hoşgörünün, anlayışın, empatinin fazlası hem gösterene, hem gösterilene haksızlık biliyor musun? Biliyorsundur tabi. Şimdi "kendine değer vermek" kavramı daha netleşiyor zihnimde. Daha geniş kapsamlı ele alıp, karşındakine değer vermenin de ölçüsü bu diyorum. Önemsemediğimiz insanların ne yaptığını da önemsemeyiz. Hem susmak, göz yummak,görmezden gelmek değer vermekle çelişiyor değil mi ? Bak yine kendimi aklamaya doğru gidiyor bu yol.
Me...ile buluştun mu, ( kavuştun mu ) bilemiyorum. Yürekten istiyorum mutlu olmanı. Bunun için kavuşmak şart mıdır? sorusu takıldı aklıma. Niye her şeyi sorguluyorum !!!! Can çıkmayınca huy çıkmıyor . Düz mantıkla yaşamayı öğrenmek gerek demek ki. Bazen kendimi her şeye muhalefet ederken yakalıyorum. Aslında amacım karşı çıkmak değil. Hep esnek olma ihtiyacı belki. Başka açıdan baksak, farklı düşünebilir miyiz diye sorguluyorum. Ama herkes hoşlanmıyor işte, ya da kaldıramıyor diyelim.
Mi..gidişin çok zamansızdı...
Daha paylaşılacak çok şey vardı....
......
22.01.2016
DENEME .. BİR - Kİİİ..
Kaç gündür gelip yazmak istiyor ama nasıl başlayacağımı bilmiyordum. Hala da bilmediğim için, saçmalarsam yapacak bi'şey yok. Zaten uzak kaldığım bu zaman zarfında, kimlerle muhatap oldum, nasıl konuştum, neler konuştum bir bilseniz.!
Geçen hafta taziyeye gittiğimde, " bir birimizi hiç kırmadık, hiç kötü laf etmedik " dedi, 55 yıllık hayat arkadaşını ebediyete uğurlayan kadın.. Vay be dedim, bunu hayatımda ikinci kez duyuyorum, ilkinde nezaket icabı, naiflikten kaynaklanan bir söz demiştim ama, aslı var galiba..İmrendim mi? hayır. Sadece şaşırdım. Tartışma yoksa ilişki de yok bana göre. Ya da ben kendimi öyle avutuyor(d)um. İnsan eşiyle, hayat arkadaşıyla, sevdiğiyle.. tartışmadan nasıl bir ömür geçirir ki ? Neyse, anlatmak istediğim bu değildi zaten. Ama son dönem aynen böyleyim. konudan konuya atlıyor, başlangıç noktasını zor buluyorum . Geçen arkadaşım " sende dikkat dağınıklığı mı var" dedi. Var var, hem de nasıl...
Annemi hatırladım işte o gün. Sanki daha 3-4 ay olmuş gibi geliyordu ama meğer tam 9 ay olmuş. Zaman çok hızlı ilerliyor. Şu yokluk / boşluk meselesi işte...
Finaller bitti ve ben yine bütünlemeye kal(a)madım. Cidden üzülüyorum. Kalsam daha berbat üzüleceğimi biliyorum ama en azından enikonu öğrenirdim. Bu bitsin, söz üçüncü üniversitemi daha ciddiye alacağım :)) Ama bu okul sayesinde çok güzel insanlarla tanıştım.Tıpkı blog sayesinde tanıdığım güzel insanlar gibi.
Bu gecelik bu kadar...
Zaten deneme yazısıydı..
Muhtemelen silinir sabaha ...
Geçen hafta taziyeye gittiğimde, " bir birimizi hiç kırmadık, hiç kötü laf etmedik " dedi, 55 yıllık hayat arkadaşını ebediyete uğurlayan kadın.. Vay be dedim, bunu hayatımda ikinci kez duyuyorum, ilkinde nezaket icabı, naiflikten kaynaklanan bir söz demiştim ama, aslı var galiba..İmrendim mi? hayır. Sadece şaşırdım. Tartışma yoksa ilişki de yok bana göre. Ya da ben kendimi öyle avutuyor(d)um. İnsan eşiyle, hayat arkadaşıyla, sevdiğiyle.. tartışmadan nasıl bir ömür geçirir ki ? Neyse, anlatmak istediğim bu değildi zaten. Ama son dönem aynen böyleyim. konudan konuya atlıyor, başlangıç noktasını zor buluyorum . Geçen arkadaşım " sende dikkat dağınıklığı mı var" dedi. Var var, hem de nasıl...
Annemi hatırladım işte o gün. Sanki daha 3-4 ay olmuş gibi geliyordu ama meğer tam 9 ay olmuş. Zaman çok hızlı ilerliyor. Şu yokluk / boşluk meselesi işte...
Finaller bitti ve ben yine bütünlemeye kal(a)madım. Cidden üzülüyorum. Kalsam daha berbat üzüleceğimi biliyorum ama en azından enikonu öğrenirdim. Bu bitsin, söz üçüncü üniversitemi daha ciddiye alacağım :)) Ama bu okul sayesinde çok güzel insanlarla tanıştım.Tıpkı blog sayesinde tanıdığım güzel insanlar gibi.
Bu gecelik bu kadar...
Zaten deneme yazısıydı..
Muhtemelen silinir sabaha ...
28.11.2015
....
Çok uzun zaman olmuş yazmayalı. Sanırım bir süre daha devam edecek bu suskunluk. En azından sizleri okumaya çalışacağım elimden geldiğince. Kendi kendime konuşmaktan, kağıda/ klavyeye dökecek bi'şeyim kalmıyor ne yazık ki. Gidişat hiç iç açıcı değil, gelecek endişe verici. Umutlu olmak çok zor.
5.11.2015
HADDİMİ BİLEMEDİM
Sabahın köründe radyo dinliyorum..
Bir kanala denk geldim, ismi lazım değil. Hoş lazım olsa da bilmiyorum, rast geldi işte. Bir muhterem zat konuşuyor. Diyor ki " kadının eşine ismiyle hitap etmesi mekruhtur". Sebeplerini sıralıyor bir bir. Eh kabul edilebilir az biraz zorlasan.
İçimi garip bir sevinç kaplıyor. Hatta huzur sayılabilir az biraz zorlasan.
Çok şükür diyorum. Çok şükür. Bizi yaradana hamd olsun. Kurdu kuşu yaradana, her gün güneşi doğurana...
Kabusta mıydım da uyandım, uyudum da rüyamı görüyorum. Hangi ara bu hale geldik de kaçırdım. Demek tüm dertler bitti, yurdum insanı mutlu mesut. Ne çalan var ne çırpan.Ne haksızlık ne de zulüm. Analar ağlamıyor, her gün insanlarımız ölmüyor,şehit haberleri mazi olmuş, gençlerin umudu tükenmemiş. Her doğan gün içimizi aydınlatıyor. Kravat taktı diye, 14 yaşındaki kızı hamile bırakan .... işte burada kelimeyi size bırakıyorum. İşte o hayvan desem hayvanlara hakaret olacak mahluk iyi halden indirim falan almamış. Kimse kimseyi kırmıyor, düşene el uzatılıyor. Hani cennetteyiz sayılabilir biraz zorlasan.
Tek kusurumuz ismen hitap kalmış. Onu da halletsek her yer gülistan...
Bitlenmiş saça gül konduruyoruz.
Oysa dinin toplum hayatında düzenleyici, teskin edici, doğru yere sevk edici, insanı eğitici, hayatı yaşanabilir kılıcı, güzelleştirici etkisi olması gerekirken, hele hele bırakın dini, İnsanlıktan uzaklaştığımız bu günlerde fonksiyonu ayrıntılarla uğraşmak olmamalı. Boşanmaların hızla arttığı, devam eden evliliklerde huzurun, sevginin, saygının kalmadığı, ite kaka gittiği bu dönemde Ahmet yerine bey desen ne olur, ağam desen ne fark eder ?
Önce sevmeyi anlat bana. Saygının çerçevesini çiz. Yüzüme vur eksikliklerimi, hatalarımı anlat. Ne zaman bu hale geldik, neden insanlıktan uzaklaştık, nedir bu içimizdeki öfke, kin,nefret, hırs. Yok mudur bunları içimizden, beynimizden, ruhumuzdan atmanın yolları. Öyle şeyler söyle ki evime koşarak geleyim, geleni kucaklayarak karşılayayım. Her gün yanımdakine şükredeyim, yanımdaki dünyamı aydınlatsın. Huzurla koyayım başımı yastığa, gülerek uyanayım, hayata daha bir sıkı sarılayım.
Derdimiz ölüm olsun, o da ihtiyarlıktan olsun.
Bir kanala denk geldim, ismi lazım değil. Hoş lazım olsa da bilmiyorum, rast geldi işte. Bir muhterem zat konuşuyor. Diyor ki " kadının eşine ismiyle hitap etmesi mekruhtur". Sebeplerini sıralıyor bir bir. Eh kabul edilebilir az biraz zorlasan.
İçimi garip bir sevinç kaplıyor. Hatta huzur sayılabilir az biraz zorlasan.
Çok şükür diyorum. Çok şükür. Bizi yaradana hamd olsun. Kurdu kuşu yaradana, her gün güneşi doğurana...
Kabusta mıydım da uyandım, uyudum da rüyamı görüyorum. Hangi ara bu hale geldik de kaçırdım. Demek tüm dertler bitti, yurdum insanı mutlu mesut. Ne çalan var ne çırpan.Ne haksızlık ne de zulüm. Analar ağlamıyor, her gün insanlarımız ölmüyor,şehit haberleri mazi olmuş, gençlerin umudu tükenmemiş. Her doğan gün içimizi aydınlatıyor. Kravat taktı diye, 14 yaşındaki kızı hamile bırakan .... işte burada kelimeyi size bırakıyorum. İşte o hayvan desem hayvanlara hakaret olacak mahluk iyi halden indirim falan almamış. Kimse kimseyi kırmıyor, düşene el uzatılıyor. Hani cennetteyiz sayılabilir biraz zorlasan.
Tek kusurumuz ismen hitap kalmış. Onu da halletsek her yer gülistan...
Bitlenmiş saça gül konduruyoruz.
Oysa dinin toplum hayatında düzenleyici, teskin edici, doğru yere sevk edici, insanı eğitici, hayatı yaşanabilir kılıcı, güzelleştirici etkisi olması gerekirken, hele hele bırakın dini, İnsanlıktan uzaklaştığımız bu günlerde fonksiyonu ayrıntılarla uğraşmak olmamalı. Boşanmaların hızla arttığı, devam eden evliliklerde huzurun, sevginin, saygının kalmadığı, ite kaka gittiği bu dönemde Ahmet yerine bey desen ne olur, ağam desen ne fark eder ?
Önce sevmeyi anlat bana. Saygının çerçevesini çiz. Yüzüme vur eksikliklerimi, hatalarımı anlat. Ne zaman bu hale geldik, neden insanlıktan uzaklaştık, nedir bu içimizdeki öfke, kin,nefret, hırs. Yok mudur bunları içimizden, beynimizden, ruhumuzdan atmanın yolları. Öyle şeyler söyle ki evime koşarak geleyim, geleni kucaklayarak karşılayayım. Her gün yanımdakine şükredeyim, yanımdaki dünyamı aydınlatsın. Huzurla koyayım başımı yastığa, gülerek uyanayım, hayata daha bir sıkı sarılayım.
Derdimiz ölüm olsun, o da ihtiyarlıktan olsun.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)