Acilde, gözlerim kapalı sedyeye uzanmış vaziyette beklerken, doktorun sorusuyla gözlerimi açtım. "Ölmek mi istediniz yoksa yanlışlıkla mı içtiniz ?" kendi kendime gülümsedim. Tam " ölmek istedim ama yaşamayı beceremediğim gibi , onu da beceremedim " diyecektim ki, aman kızım soğuk esprilerin sırası değil, ciddiye alırlar bir de dedim. Ölmeyi istediğim doğru. Hatta buna teşebbüs ettiğimde. Tabi o zamanlar 11 yaşlarında falandım. Artık o yaştaki bir çocuğun ne sorunu olursa :)) Hani çocukluk aşkım yüz mü vermedi desem, ben tek bir kişiye aşık oldum. Quasimodo 'ya ..O da platonikti zaten. Ben O'nu , O Esmeralda'yı sevdi...Bu arada, hala "önemli olan ruh güzelliği" felsefesinin tek savunucusu benim sanırım.
Aslında ölsem doktora gitmezdim, zira hiç sevmiyorum.... Ama eczacı olan teyze kızımın "inşallah mide kanaması geçirmezsin, hemen acile koş " demesi üzerine eşyalar indirilirken, nakliyecinin parasını verip, işiniz bitince bi zahmet kapıyı çekiverin deyip acile koştum. Meğer aç karnına arka arkaya içtiğim ağrı kesiciler ağır gelmiş. Kolay değil 3 günde ev taşımaya kalktım. Boyacı bul, fazla gelen eşyaları sat, evi temizlet, nakliyeci ayarla...
Evi yerleştirmek de, düzeni benden iyi bilen Gülay'a kaldı tabi ki. "Telve hanım, kirli sepetimiz yok" deyince " kız Gülay, kirli çamaşırlardan kurtulduğumuz için sevinmeli miyim, yoksa acaba ne zaman karşıma çıkacaklar diye diken üstünde mi olmalıyım" dedim. "Merak etmeyin, içinde özel bi'şey yoktu, banyo paspaslarını koymuştum" diyerek konuyu kapadı.
Ama iş bu kadarla da bitmedi tabi ki. Arkasından bir kaç sıkıntılı durumla karşılaşınca olayı hafife almamam gerektiğini anladım . Nörolojiye gittim. EEG, MR.... neyse ki ciddi bir sorun yokmuş. Yaşadıklarım tamamen yorgunluk, stres ve ağır baskı kaynaklıymış.
Böyle olacağı belliydi. Bir iki kitap, üç dört filmle geçen bir yaz. Kendime zaman ayırmamışım hiç. Nefes almamışım. Ara sıra kabuğuma çekilmeliyim ben. Kafamı dinlemeliyim.
Kısacası ben ihmale gelmiyorum işte. Yarın sabah kendimi öperek uyandırayım diyorum. Şımarayım birazcık...