12.07.2015

....VE SEN BİLMEYECEKSİN....


Ne uykuda, 
Ne rüyada,
Her yalnız kaldığımda, 
İçim yana yana ,
ismini anacağım,
Ama sen bilmeyeceksin......
Sarıp sarmaladığım,
Herkesten sakladığım,
Atmaya kıyamadığım,
Sana ait ne varsa,
Tek tek ortaya  koyacağım,
Kah gülecek, kah ağlayacağım,
Seni sensizliğinde  anacak,
Ömrümce unutmayacağım,
Ama sen bilmeyeceksin.....
Gözüme uyku girmeyecek bazı geceler,
Duvarlar üstüme üstüme gelecek,
İçim sıkılacak,
Bana hep zifiri geceler,
Sanki sabah hiç olmayacak,
Ama sen  bilmeyeceksin....
Hiç bir yere sığmayacağım bazen,
Kendimi amansız  sokaklara atacak,
Deli gibi dolaşacağım,
Her gördüğüm simada  senden izler arayacağım,
Ama sen bilmeyeceksin....
Dalıp gideceğim uzaklara,
Hiç gelmeyen baharlarda,
Ayaz vurmuş tomurcuklarda
Umutsuzca seveceğim,
Ama sen bilmeyeceksin...
Dokunmadan,
Konuşmadan,
Gözlerine bakmadan,
Usul usul,  hiç bıkmadan 
Kimseyi böyle sevmeyeceğim,
Hiç kimse benim gibi sevmeyecek,
Ama sen bilmeyeceksin...


8.07.2015

6.07.2015

HAİKU

Bu aralar  haikuya merak sardım..



Mevsimler geçti
Yok senden bir haber
Gözler bulutlu...



Lal oldu dilim
Vuslat bahara kaldı
 Şimdi mevsim kış...



Nazlıdır yarim
Çalsa gönül kapımı
Kuşlar cıvıldar..



30.06.2015

29.06.2015

SANKİ MİMLENMİŞTİM BEN....


Yazmayalı ne çok zaman olmuş. Özledim, yazmaktan çok okumayı . Gerçi telefondan  okunmaya elverişli olanları okuyorum elbette. Elverişli derken, muhteviyatı kastetmiyorum tabi ki.  Gözümü yormayacak, punto tam kıvamında olacak, zemin ne  açık ne koyu....vs.
İşte böyle bir okuma anında  Deeptone 'nun mimlediğini gördüm   de anca  yazabiliyorum. Deep'in yazılarını hızlıca gözden geçirdim ama o yazıyı bulamadım. Artık olduğu kadarıyla...
Mim  " neden yazıyoruz " idi.
Ben kafayı sıyırmamak için blog açtım. Faydası oldu mu tartışılır tabi ki.
Keşke şuraya süslü, afilli bir kaç cümle yazabilseydim ama ne yazık ki gerçek bu. Kendi kendimi yiyip  depresyona gireceğime, yazayım da okuyanlar girsin dedim :)
Yazma konusunda asla iddialı olmadım. Profesyonel bir gayem ya da hedefim de olmadı. Benim için farklı bir dünya , farklı insanlar, farklı düşünce yapılarını keşfetmek için iyi bir fırsat oldu. Açıkcası hayatıma bu kadar anlam katacağını hiç düşünmemiştim başlarken.Takip ettiğim çoğu bloğun  belli bir tarzı  var. Ben henüz bunu başaramadım. Belki kendimi sınırlandırmak istemedim, belki işte ben bu konuda iyiyim diyebileceğim bir alan yok , bilmiyorum. Bildiğim tek şey, yazarken nefes aldığımı hissediyorum, rahatlıyorum...
Mim için Deep'e teşekkür ediyor, Değmesin Yağlı Boya'yı mimliyorum ..

14.06.2015

BİR DAHA....



bildiğini söylemem kadar,
bildiğimi söylemeni istemem de  belki  sana saçma geliyor,
ama sevgili
insan  sevdiğini / sevildiğini  hep söylemek / duymak istiyor....


11.06.2015

NEDEN ?

Aklıma takılan bir soru var..
Çocukların çok rahatlıkla yaptığı bir çok şeyi, biz büyükler neden yapamıyoruz ?
Hadi genelleştirmeyeyim, ben neden yapamıyorum? Mesela en basitinden, duygular arası geçiş çocuklarda neden bu kadar kolay?
Ağlamakta olan bir çocuk, nasıl oluyor da arkasından gülebiliyor?
Küsmek, kızmak, uzaklaşmak, nefret etmek, inatlaşmak gibi keskin hallerden nasıl ılımlı, sevimli, mutlu... hale nasıl gelebiliyorlar?
Çocuklar anı yakalıyor ve yaşıyorken, benim  ruh hallerim neden zaman ve mekana  hapsolmuyor? Neden gittiğim her yere, yaptığım her işe, sözüme, hareketime, tepkime  yapışıp kalıyor ?