Araf deyince yanlış anlaşılmasın sakın.. Yani öyle cennetle, cehennem arasında falan değil..Arada bir yerlerdeyim..
Hep söylüyorum, sevmiyorum bu hallerimi.. Her şeyim yoğun ve baskın olmalı. Bıçak gibi ince, keskin...Yok bu laf öyle değildi, kıldan ince , kılıçtan keskin.. Bu da sırat için kullanılan bir tanımlama değil mi ?
Hayırdır ne oluyoruz ya, gözümüz toprağa mı bakıyor yoksa ne..
Neyse.. Garip hallerdeyim.. Okuyorum ama yazamıyorum, düşünüyorum ama konuşamıyorum durumundayım. Bir garip halet-i ruhiye,,,Huzurlu muyum, bezgin miyim, dingin miyim, miskin miyim çözemedim gitti.. Ne hayra yorabiliyorum, ne şerre..
Beklemedeyim..
Tetikteyim..
Hani olsun istemem, ama fırtına öncesi sessizlikse bu, o da kabul..