18.02.2016

MERHAMETSİZ RUHLAR

"Gizli anahtar, joker, temel, olmazsa olmaz, iskelet, kurtarıcı.......  adının, niteliğinin, sınırlarının hiç bir önemi yok, ister arkadaşlık, ister dostluk, ister evlilik, şahsi ya da genel her ilişki, her düzen için olması gerekir sevgi - saygı "derdim  bir zamanlar. Resmiyet ihtiva edenlerde saygı olmazsa olmazımdı. Çünkü kimse kimseyi sevmek zorunda olmasa da saygı göstermek zorundaydı zannımca.. Sevgi ise daha öznel ilişkilerde lokomotif vazifesini yüklenirdi. Evliliklerde mesela.
Şu an saçma diyorum...  cidden saçma.   Aşkın karın doyurmaması gibi, sevgi ve saygının da işe yaramadığını,  daha doğrusu yetersiz kaldığını anladım şu son bir kaç gün içinde. Allah merhametten yoksun bırakmasın yüreklerimizi. Sözüm ona  seven insan, içindeki vahşi duygular, şiddet eğilimi tezahür ettikçe  sevginin etekleri altına saklanıyor zira.  Çok sevdiği için kıskanıyor, çok sevdiğinden  dövüyor,  sevgisi terk edilmeyi kaldıramıyor, bıçaklıyor,  öldürüyor, yüzüne kezzap atıyor.  Düşününce " demek ki  sevgi iyi bi'şey değil" diyorum. Hatta "sevgi, kötülüklerin anası" oluveriyor birden ..Sevmesin beni kimse, sevmeyeyim ben kimseyi....
Oysa " lanet olsun içimdeki merhamete, acıma duygusuna, vicdana....  beni, bir insanın canını/ hayallerini/ duygularını / geleceğini katletmeye sevk eden işte bunlar. Yufka yürekli olduğum için , içimden bir canavar çıktı ve bunları yapmama  sebep oldu  !!!"  diyebilir mi insan ? Merhamet, sevgi gibi insanın gözünü kör edip, aklını başından alabilir mi ?
Ve Ankara...
Patlayan bomba....
Hayatını kaybeden onlarca insan...
Yaralılar...
İnsanların o anda yaşadığı dehşet...
Ya sevdikleri?
Ailelerinin endişeleri?
Acaba eşime, evladıma, arkadaşıma , sevdiğime bi'şey oldu mu korkusu?
Hangimiz hesap soracağız? dahası kimden, kimlerden?
Kimin  bunları yapanlara, sebep olanlara, azmettirenlere   söz söylemeye hakkı var ?
Kim atacak ilk taşı ?
Siyasi hesaplaşmaları,  gruplaşmaları  bir tarafa bırakarak kim objektif bakabiliyor olaylara ?
Hangimiz farkındayız  neden bu hale geldiğimizin ?
Toplumların, örgütlerin, siyasilerin, küreselleşen dünyada güç odaklarının çıkarları doğrultusunda,  kimin eli kimin cebinde  belli olmayan bu düzensiz düzene  vicdanımız rahat  söz söyleyebilir miyiz ? Eleştirebilir miyiz ?  Lanet  okuyabilir miyiz ?
Belki adam öldürmedik,  adam kullanmadık, petrolde ya da altın yataklarında olmadı gözümüz. Falanca devletin yönetimine, düzenine çomak sokarsam daha da güçlenirim, filanca devlet karşısında dengeler benim lehime değişir demedik belki.  Ama demeyişimiz  insanlığımızdan değil emin olun. Çapımız yetmedi/ yetmiyor. Biz daha  küçük   çaplı  bombalar patlatıyoruz. İnsan öldürmüyor , yaşayan ölülere sebep oluyoruz. Bizim iktidar mücadelemiz iki bilemediniz üç kişilik. Bizim hakimiyet kurma  isteğimiz koca  devletler üzerinde değil, etrafımızdaki  insanlar üzerinde.... Önemli olan keyfiyet değil mi ?
Akşam  adını hatırlamadığım   bir dizide, erkeğin kadına söyledikleri mealen şöyleydi "  ne bu sahiplenmeler  falan ?  Ben seninle berabersem, hesap  sormadığın ve benim hayatıma müdahale etmediğin  içindi. " Dehşete düştüm bu sözleri duyunca. Ve  aynı sözleri sarf eden adam,  beraber olduğu kızdan  karnındaki bebeği  öldürmesini  istiyordu. Bombayla adam öldürmekten farkı neydi ? Hem sana güvenen, yürüye gelen  ilişkiye binaen hayal kuran kadının  umutlarını, insanlara olan güvenini katledeceksin, hem de henüz doğmamış bir canlının  ölüm fermanına tek başına karar vereceksin ...Bu kadar duyarsız ,duygusuz, bencil,  acımasız, merhametsiz bir adam  hayvani ! ihtiyaçlarını karşılarken  insanlık dışı kararlar verebiliyorsa,  bu adamı  bir devletin başına başbakan ya da başkan yapsan  Ankara'daki olayın zuhuruna sebep olmaktan çekinecek mi ?
Eğer bu düzen  hoşumuza gitmiyorsa, endişe duyuyorsak dünyanın  gidişatından, çocuklarımız için,gelecek nesiller için  kaygılıysak....Kendimizden başlayacağız  düzelmeye ve düzeltmeye.. İncitmekten , kırmaktan, ah almaktan , hakka tecavüz etmekten korkacağız. Vicdanımızı  sık sık karşımıza alıp  hesaplaşacağız. Söylediğimizin, yaptığımızın ya da yapmadıklarımızın  nelere mal olacağını düşüneceğiz.
Allah'a inanalım ya da inanmayalım, mahşer günü var ya da yok ne gam. Başımızı yastığa  rahat koyacağız/ koymalıyız kendi adımıza. Bumerang gibi, her şey gün gelir bize döner.
İyisi de kötüsü de....


7 yorum:

  1. Aynen katılıyorum paylaşımınıza. Acak şuur içinde bir olup, birlik olup Allah'ın ipine topluca sarıldığımızda kurtuluşa ereriz.

    YanıtlaSil
  2. Tam da başka bir yazıya boyle bir yorum yaptım. Bir şeyi çok seçmeniz, bağlı olmanız. Değer vermeniz başkalarının canını avutuyorsa sizin sevginizin boyutu farklılaşmıştır artik bu sevgi değil hırs olmuştur. Yüreğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  3. Söylenecek o kadar çok sözler var ki insanın içinde bir yerde dil susuyor bazen Rabbım Sonumuzu hayır eylesin inşallah yüreğine sağlık .....

    YanıtlaSil
  4. aman aman sahiden de kimse bizi sevmesin aman. biri seni seviyorum derse ordan hemen kaçmalı yaaa :)

    YanıtlaSil
  5. bak son yazımda sana bi cevap var yaaaa.

    YanıtlaSil
  6. kahve yanı cevap verdi yaaa dünkü yazımda onu söledim sana sen de cevap verdin gelip yaaa onu demiştim ay ben mi yanlış anladım kiiii yaaa amaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okudum :) Sen değil ben yanlış anladım Deep . Kahve Yanı değil de sen bi'şeye cevap verdin zannettim :)

      Sil