İran filmi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İran filmi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19.08.2013

KAPLUMBAĞALAR DA UÇAR....



Tavsiye üzerine film izlerim genelde.. Ama bu defa tam tersi oldu. sakın izleme ısrarına dayanamayarak izledim...
Ama film değildi izlediğim.  İran yapımı, Irak  savaşında mülteci kampındaki çocukların dramı. Muhtemelen senaryo falan da yazılmadan, direkt  küçücük, masum çocukların hayatından bir kesit. Mayın toplayarak karınlarını doyurmaya çalışan, bunu yaparken de mayınlar yüzünden kollarını, bacaklarını kaybeden çocukların  dramı.İnsanların nasıl insanlıktan çıkabileceğini,  gözü dönmüşlerin  çıkar kavgası sırasında  en çok bedeli ödeyenlerin   çocuklar olduğunu anlatan  ve mutlaka izlenmesi gereken bir  yapıt..Savaş sonrasında çekilen ilk  film..Üstelik bu savaşı bizzat yaşayan çocukların rol aldığı,  kendilerini anlattıkları , rol yapmadıkları, bizzat  kendilerinde olan korkuyu, çaresizliği, masumluğu yansıttıkları bir film.






Bu filmi izledikten sonra   içinizde hep bir sorgulama olacak, olmalı..Şu an acaba dünyanın hangi köşesinde   bir çocuk ağlıyor ? Hangi çocuğun canı yanıyor ?  Ve bu yaşanan travmaları  atlatabiliyor mu bu çocuklar ? Hiç bir şeyden korkmadan uyuyabiliyorlar mı ? Geleceğe ait umutları, hayalleri kalıyor mu ?
Ve Agrin....Amerikalı askerlerin tecavüzü sonucu hamile kalan, kendi çocuk haliyle çocuğunu bir türlü benimseyemeyen,  ondan kurtulmanın yollarını arayan, bu çaresizlikle tek başına mücadele etmeye çalışan Agrin....Daha nice Agrinler neler yaşıyor acaba ? Dünyada tüm bu olup bitenlerde bizim sorumluluğumuz ne ? Sessizliğimiz kimlerin içini acıtıyor ? Ve Agrin'in kollarını kaybetmiş ağabeyi...  Bebeğe bir şey olacak diye ödü kopan, kızkardeşinin bebeğe kötülük yapmasından korkup buna engel olmaya çalışan ama elinden hiç bir şey gelmeyen çocuk ağabeyin çaresizliği, insanın içini kezzap gibi delip geçen gözyaşları...
"Bizim büyük çaresizliğimiz" demek geliyor içimden.. Olan bitene engel olamama çaresizliği değil bu..Tam tersine neler olup bittiğinden haberdar olamama çaresizliği.. Hayatın tuzu biberi olan problemlerle baş edemeyip, kendi kabuğumuza gömülme acziyeti belki de.. 
Sokakta koşup oynaması gerekirken, kollarını bacaklarını kaybetme pahasına, para kazanmak için mayın toplayan bu  yetim çocukların hayatını  izleyin..
Savaşın soğuk değil, yürek yakan  yangınını görün...
Hiç bir şey yapamıyorsanız, en azından   bu çocukların hayatını cehenneme çeviren , hayatlarını karartan, umutlarını çalan her kim varsa, karışan, tetikleyen, susan, görmezden gelen.... Lanet edin...
Lanet olsun bir fidanı ezene, boynunu bükene, kolunu kanadını kırana....







Film oldukça bol ödül almış.. İşte bu ödüllerden bazıları..
2006 Oscar ödülleri için, en iyi yabancı film ödülüne adaylık,
52. San Sebastian Film Festivali Altın İstiridye ve En iyi Senaryo Jüri Özel Ödülü
55. Berlin Uluslararası Film Festivali Barış Ödülü,
5.Tokyo Filmex Film Festivali  Agnes B. ve Jüri Özel Ödülü
19. Fribourg Uluslararası Çağdaş Film Festivali Seyirci Ödülü, E Changer Ödülü,
Mexico City Uluslararası Çağdaş Film Festivali La Pieze ve Seyirci Ödülü..







19.07.2013

CENNETİN ÇOCUKLARI...



Siz hiç girdiği bir yarışmada 3. lüğü hedeflerken 1. olduğuna üzülen birini gördünüz mü ?
Ali ve Zehra... Hasta bir annenin, evini kıt kanaat geçindirmeye çalışan fakir babanın çocukları. Ali , kardeşinin ayakkabısını tamirciden aldıktan sonra kaybeder. O kadar fakirlerdir ki, babalarına söylemeye çekinirler, çünkü başka ayakkabı alacak paraları yoktur. Bunun üzerine okula giderken dönüşümlü olarak Ali'nin ayakkabısını giyerler. Ali, 3.lüğe ayakkabı verileceğini duyunca, uzun mesafe koşusuna katılır ve birinci olur...


Koşmaktan ayakları su toplar. Sevinemez, üzüntüyle eve döner, zira 1. olmuştur..
Fakir olmalarına rağmen çaylarına, caminin  şekerini koymayacak kadar hassas ve onurludurlar..
Evin  hanımı,  hasta olmasına rağmen, başka bir hasta komşu kadına çorba yapıp gönderecek kadar merhametlidir..
Baba , " bütün gün dairede çay yapıyorum, ama kızım Zehra'nın yaptığı çay başka bir güzel " diyecek kadar sevgi doludur..Eşine,  "hastasın, kendini yorma, ben sana yardım ederim " diyecek kadar düşünceli ve kuşatıcıdır.
İki kardeş,  tek ayakkabıyı paylaşacak  ve imkanları olmadığı için bununla yetinecek kadar  büyüktür...


Çocuk oyuncuların seçimi mükemmel..Konu  "böyle bir şey filmlerde olur" değil, hayatın tam da içinden olan , çocukluğumuza ait anıları depreştiren bir konu. Bir çok yarışmada ve festivalde ödül kazanmış bir İran filmi..Fakirliği, aile dayanışmasını,  kaderi değiştirme yolundaki mücadeleyi anlatan  ve zamanımızın doyumsuz, hiç bir şeyden mutlu olmayan insanlarının izlemesi gereken bir film ...




İyi seyirler...