19.09.2017

TEOG YATAĞINDA MARİNE EDİLMİŞ DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİ

Sosyolojide  her ülkenin tarihinde bir kez yakaladığı bir kavram vardır ki " demografik fırsat penceresi" olarak adlandırılır.Kısaca değişen nüfus değerlerinde, bakıma muhtaç çocuk, yaşlı ve gençlerin dışındaki "çalışan kesim"in çoğunluğu oluşturduğu dönemdir. Eğer bu dönem çok iyi değerlendirilirse, ekonomiden siyasete, bilimden sanata kadar her alanda atılım yaşanır. Dünyanın gidişatına yön veren ülkeler arasında yer almak mümkün hale gelir. GSMH oranının yükselmesi,  refahın gıpta edilecek  seviyelere çıkması için yakalayacağımız ve kaçırmamamız gereken bir fırsattır..
210 yılında girdiğimiz fırsat penceresi dönemi bazılarına göre 20, bazılarına göre ise 30 yıl sürecek. Yani kısacası yolu yarılamak üzereyiz.
Bir çırpıda aklıma gelen sürdürülebilir enerji, sürdürülebilir çevre, iletişim ve savunma teknolojileri, bilgisayar yazılımları,  hastalıkların önlenmesi, tedavisi, kökünün kazınması, ilaç sanayi vs.vs.vs. alanlarında  yüzümüzü güldürecek gelişmeler  için  şu an ortaokul, lise ve üniversitede öğrenci olanlar bizim umudumuz...
Öyle mi sınav yapsak böyle mi sınav yapsak, bu sistem olmadı şunu mu denesek, 4 bin tarih öğretmeni boşta olabilir ama öğretmen açığımız 150, ancak bu kadar kontenjan açabiliyoruz dediğimiz, ne yapacağını,nereye gideceğini, hangi okulu okursa iş imkanı bulabileceğini bilemeyen , okulu bitince sırtında harç taşıyarak ekmeğini kazanmaya çalışan gençlik işte bu fırsat penceresinin sahipleri....
Koca dağ gibi altın madenimiz var ve bunu nasıl heba edebiliriz  diye canhıraş uğraşıyor gibiyiz...
Hedefsiz, altyapısız, ideali, geleceğe ait planı olmayan, okumayan, araştırmayan,  çevresinde neler olup bitiyor düşünmeyen, sormaktan ve sorgulamaktan aciz, sorumluluğunun  farkında olmayan  bir gençlik geliyor gürül gürül...
Bırakın Ortadoğu'yu , dünyaya yön verebilecek güç elimizin altında... Avuçlarımızda... 
Lütfen artık kendimize gelelim. 
Uyanalım...
Fırsat kaçmadan istikrarlı bir eğitim sistemi derhal oluşturulmalı...
Bu ne Cumhurbaşkanının ne de Başbakanın işi....
Öğretmenler,  pedagoglar, pdr uzmanları, insan kaynakları, sosyologlar kafa kafaya verip derhal en akılcı,en uygun sistem neyse karar verip uygulamaya koymalılar...
Paranın devreye girmediği, hatır gönül işlerinden uzak, herkesin kapasitesine , yeteneğine ve ilgi alanına göre yönlendirilip yetiştirildiği bir sisteme acilen ihtiyacımız var...
Bu fırsat kaçmaz....Kaçmamalı...

16 yorum:

  1. o sistem işte bu dense uygulanacakmı ki, kaldırcm diyor teogu kaldıracktır yani padişah efendi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben temennide bulunmak dışında ne yapılabilir diye düşünüyorum. Hiç değilse ulaşabildiğim insanlara bunu iletmeye çalışıyorum. Uygulanır, uygulanmaz bilemem ama en azından böyle bir taleple gidilmeli diyorum...

      Sil
    2. 15 senede 6 farklı milli eğitim bakanı geldi, türlü snavlar geldi ne istikrarsızlık

      Sil
    3. Liyakat gözetilmediğinden olabilir mi ? Abbas Güçlü MEB'na soruyor " Siz avukatsınız, Milli Eğitim Bakanlığıyla ne ilginiz var?" Bakan cevap veriyor " Olur mu benim orta öğretimde okuyan çocuğum var "!!! Güler misin ağlar mısın?

      Sil
    4. yazık gerçekten çok yazık

      Sil
  2. Teşhise katılıyorum...inşallah bu fırsatı degerlendirebiliriz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öğretmenlerimize çok iş düşüyor bu konuda...

      Sil
  3. Öğretmenler, pedagogların işi elbette, ancak o öğretmenlerin laikliğin, bilimin önemini kavramış, bir takım tarikat, şeyh, hacı, hoca müridi olmaması lazım ki, şu an bu haldeyiz.:( Yani bu tiplerin yapacağı şeyden ne olacak? Milli bayramları silip atmak, okul kitaplarını abuksabuk şeylerle doldurmak....( çok canım sıkkın şu an...:( kapatayım çenemi iyisi mi?:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunu telefondan okurken ( ismin görünmüyordu) ,daha başında " bunu bücürükveben yazmıştır kesin " dedim ...
      Öğretmenler kadar bizim tepkisizliğimizin ya da cılız karşı gelişimizin de etkisi var ne yazık ki...

      Sil
  4. Ah, ah....
    Ben bu yazını şimdi face'de paylaşırım Telve'anım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nardacım yazımı paylaş ama sen de yaz. malum kalemi güçlü olan sensin ...

      Sil
  5. hep diyom ya herkes gitsin bu ülkeden kafası çalışanlar yetenekliler filan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. imkanı olan deliriyor, pardon gidiyor zaten...

      Sil
  6. Sosyoloji de bu kavramı ilk kez duyuyorum.Ama asıl konu yapboza dönen eğitim sistemi.Ama o da değil asıl konu vatanın dert edilesi konusu kalmadı zira vatan diye bir şey kalmadı ortada. Bitti!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. nüfus ve toplum dersinin konusuydu.İlgimi çekmiş ve çok üzülmüştüm, nasıl farkında olmuyoruz, niye bu konuda ciddi planlama yapamıyoruz diye.
      İlk kez duymana şaşırdım, dersler üniversitesine göre değişiyor demek ki... Nette arama yaparsın daha sağlıklı ve geniş bilgi edinebilirsin Levent ...

      Sil
  7. ...elele vermek...işte bu...sorunların çözümü elele olmakta yatıyor değil mi...teşhis ve çözümler ne kadar doğru....

    YanıtlaSil