24.06.2016

BİR KADININ YAŞAMINDAN YİRMİ DÖRT SAAT

Aristo'nun  Poetika kitabının ardından , biraz düşünme payı kalsın, o güzel beyinciğim azıcık dinlensin  diye elimin altındaki kitaplara baktım ve   Stefan Zweıg'in   Bir Kadının  Yaşamından Yirmi  Dört Saat'i gözüme kestirdim.  ( Vay be,  bir kitap tanıtımı yapacağım, üstelik  öncesinde okuduğum kitabın adını da veriyorum. Durun bitmedi, şimdi ben aynı yazarla ilgili daha önce yazdığım  yazıya  bağlantı vereyim de havam tam olsun  ) 

Orhan Pamuk, " bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti " diye başlar ya hani Yeni Hayat romanına... Bu öyle hayatınızı değiştirecek  bir kitap değil. En azından benim hayatımı değiştirmedi. Sizin adınıza konuşmayayım . İncecik bir kitap olduğuna bakmayın, çok esaslı mesajlar  veriyor bana göre. Anlatımı oldukça akıcı,  karanlık bir nokta kalmıyor, anlattığı her neyse, hangi duyguysa, hangi ortamsa aynen yaşatıyor.  Sanki kitabın kahramanı sizmişsiniz gibi... Acıyı, umutsuzluğu, utancı, nefreti, tutkuyu içinizde hissediyorsunuz. İşte bunlardan dolayıdır ki,  etkilendim. Öyle bir  noktaya geldi ki  hikaye, kitap elimde  dakikalarca kalakaldım. Nasıl ya dedim kendi kendime... Bir insan nasıl kendi içinde bir birine bu kadar zıt iki kişilik sergileyebilir.  Kendisi için yapılan fedakarlığı nasıl görmezden gelir? Hayata bağlanması için,  birinin kendi hayatından vazgeçişinin  karşılığı  bu mu olmalı?  Bırakın minnet duymayı, öfke ile hakaret ile  aşağılama ile  karşılık vermesi nasıl bir mantığın eseridir ? Tutku insanı  nerelere sürükleyebilir? Hayatın geneline baktığınızda oldukça kısa sayılabilecek 24 saat  insan hayatını bu kadar derinden nasıl etkileyebilir? 
Daha fazla  açıklamaya gerek yok , okunmalı diyorum.


20 yorum:

  1. bu sıralar bu kitabı çok duyar oldum, okuma listeme ekleme vakti geldi galiba... güzel paylaşım için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnce bir kitap soslu badem.. Zaten elinize aldığınız an,bitirmeden bırakamayacaksınız.Adeta içine çekiyor hikaye...

      Sil
  2. Mr pamuk hangi kitabı okumuş bilelimde Allah yolumuzu şaşırtmasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) Güldürdün beni Levent. Beyaz Kale Pamuk'un ilk okuduğum kitabıydı. Diğer kitaplarını aynı keyifle okuyamadığım gibi, Benim Adım Kırmızı'ya anca 50. sayfaya kadar dayanabildim. Beyaz Kale hatırına son dönem çıkardığı kitapları okumuyorum
      artık. Yoksa imajı hepten sarsılacak.

      Sil
  3. Yorumun ve anlatım için Tesekurler Efendim . Umarım okumaya nail oluruz..

    YanıtlaSil
  4. Galiba kitabın özeti, "Besle kargayı oysun gözünü" atasözümüze çıkacak...

    Tanıttığın için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  5. Anın belirleyici olduğu anla varken yirmi dört saat çok devasa olabiliyor demek ki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle Acemidemirci...Hatta bir söz, bir bakış, bir an....

      Sil
  6. ya yeni aldım ben de bu kitabı ama kırmızı kedi yayınları :)

    YanıtlaSil
  7. İnsanı merak ettirmişsin:) okumak istediğim kitaplar birikti anacım ama bunu da ekledim:)))sokak hayvanlarına mama almaktan, tedavi ettirmekten kitap alamıyorum not ediyorum sadece:))))
    teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ve en çok da çeviri yapıp bizimle paylaşmaktan :) Ailecek sizi takip ediyoruz demeyi isterdim ama, sadece ben okuyorum ne yazık ki .:))

      Sil
  8. Stefan Zweig'ın Merhamet'ini, kendi hayatının şiirini yazanlar'ını, kendiyle savaşanlar'ını çok sevmiştim. Bunu da hemen okunacaklar listeme ekliyorum.

    YanıtlaSil
  9. belki benim de hayatımı değiştirir
    okuyayım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir söz okumuştum Tolga "sizin sınandığınız olayları biz çekirdek çitleyerek atlatıyoruz" gibi bi'şeydi. Oku bakalım sonuç ne olacak ben de merak ettim.

      Sil
  10. Bu kitabı tavsiye eden arkadaşlarım çok oldu merak etmiştim ama altını çizdiğin cümleler okadar guzel ki merakım daha da çok arttı. En kısa zamanda hemen alıp okumalıyım:) Sevgiler !:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenirsiniz umarım, iyi okumalar ve sevgiler :)

      Sil