18.05.2015

PRENSES'E CEVAP..:)

Zaten bizim prenses canı sıkıldıkça kızıyor. Bu sefer kendisinden başlamış kızmaya, sonra Allah ne verdiyse...Sanırım doğrusu, kimi verdiyse..
Yazıyorum, ama içimden geldiği gibi değil  ne yazık ki. Çünkü reelden  tanıdıklarım da okuyorlar yazdıklarımı. Bu da sansürsüz yazmama engel oluyor. İki yüzlülük müdür ?  olabilir . Ama mesele daha derin sanırım. Yanlış anlaşılma korkusu ?!?  Konuyu şöyle bağlayayım. Ben içimden geldiği gibi yazarım da, toplum buna hazır değil :)
Yazdığım yazılara yorum yapılmasından çok, okunmuş olmalarıyla ilgileniyorum. Yorumlar insanın hoşuna gidiyor elbette. Hatta ilk yazmaya başladığım zamanları hatırlıyorum, yorum yapıldığında iki tur halay çekerdim :)  Yok ya hu, şaka yapıyorum, mutlu olduğumu anlatmak istedim işte.  Bak şimdi burada pek bi felsefi açıklama yapmak isterdim ama toparlayamadım. Yazılar ne kadar çok okunuyorsa, o kadar insan  yazılarınızda kendisinden bir şeyler buluyor demektir.
Ne  işim olursa olsun,  hangi ruh halinde olursam olayım, mutlaka her yazısını okuduğum  bloggerlar var elbette. Okuyorum ama yorum yapamıyorum. Yani Prensesciğim, racona ters davrandığımın farkındayım, kızma :)) Bu üşenmek ya da önemsememek değil elbette.  Mesela bak dün geceydi sanırım, Serkan Aydemir'in şiirini okudum,  bayıldım.  Ya bu kadar güzel yazılan bir şiire yorum yapacaksan,  şiirin güzelliğine gölge düşürmemelisin.Tabi ben yine de iki kelime de olsa  yorum yaptım :)) Uğur Böceği'ne  çoğu zaman  yazacak  bir kelime bulamıyorum, çünkü  anlatımı bozmak istemiyorum..
Heee, bana yapılan yorumlara cevap verme meselesine gelince, protesto etme gözünü seveyim :)  Mutlaka cevap vermeye çalışıyorum, ama bazı yazıların yorumlarını yayınlayıp, öylece bırakıyorum. Çünkü benim açımdan artık söylenecek söz kalmamış demektir.
Gelelim mim konusuna... Kafamdaki en komik ya da ilginç derneği kuracağım öyle mi ? Pat  diye söyleyince aklıma gelmedi işte.  Ama  " Kaşifleri koruyalım, besleyelim, büyütelim " derneği olabilir.  Kim bu kaşifler dersen,  hangi bloga gitsem " bloğunuzu yeni keşfettim, sizi takibe aldım, bana da beklerim " deyip, link bırakıp gidenler elbette... Kaç blog takip ettiğimi saymadım, ama kimseye böyle bir yorum bırakmadım.  Tolga hariç tabi :) Parçalanmış Gülüşler 'e sırf  muziplik olsun diye öyle bir  yorum yapmışlığım vardır.
Arkadaşım,  her hangi bir bloğu beğendiysen, takip etmeye başlarsın. O sana ister gelsin, ister gelmesin. Sen oku geç git. Ama sakın öyle bir yorum bırakma,  inan hoş olmuyor. Ben kendi adıma itici buluyorum.
Sevgili Prenses iyi ki  varsın diyorum. Her şey gönlünce olsun  arkadaşım :)


8 yorum:

  1. Son cümlelerine katılıyorum. Bana da beklerim diyorlar ama bir daha kendileri görünmüyorlar.
    Ben yorumları seviyorum. Çünkü buradan farklı kişiliklerden fikirler edinmiş oluyorum. Takip edilme meselesine gelince; 100lerce 1000lerce takip edenimin olması umurumda değil. Bir kaç dost bloger, geçerken selam veren diğer yolcular yeter bana. Ben kendim de genelde anonim olarak takip ederim zaten.

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle onları korumalıyız bencede..evet evet oldukça mantıkllı:):)

    YanıtlaSil
  3. bence de önemli olan okunmak ama okunduğunu bilmek de bir yazar için ayrı bir yazma şevki oluşturuyor.kısa da olsa okunan yazıya not düşmek,fikir belirtmek gerektiğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  4. :) gülümsettin..
    dediğin yorumu bırakanlar bana da çok itici geliyor.. :)
    evet reelden tanıdıklar olunca otosansür otomatik devreye giriyor ne yazık ki. blogdan hiç kimseye bahsetmemek te sanki bir şeyleri gizliyormuşsun gibi geliyor.

    YanıtlaSil
  5. Benim yorum yaptigim iki blog kaldi sadece.birde böyle bir şey var.al gülüm ver gülüm durumları.takibe takip gibi bisii.sen yorum yapmazsan yorumda almiyorsun,örnek ben işte.en sevdiğim blog ise yoruma kapalı ve bu çok cool geliyor bana nedense.işte öyle...

    YanıtlaSil
  6. Yolcu nitelik her zaman niceliğin önündedir diyorsun yani. Sana katılıyorum :)

    Sessiz Prenses,hemen derneği kuruyoruz o zaman. İzmir programı nasıl gidiyor ?

    Sanırım yorum yapma konusunda daha gayretli olmalıyım bundan sonra Kelimelerle Dans..Sevgiler..

    Başta söylemeyecektik be Erdem.. Ama bu gizlemek değil bence, özel alan sadece :)

    Benim de takip ettiğim , yoruma kapalı bir blog vardı Levent. Ama artık yazmıyor. Aynı kişi mi acaba ? Ben öyle bir zorunluluk hissetmiyorum kendi açımdan. İzlemeyi alanları inceliyorum, okuyorum, ilgi alanıma dahilse ekliyorum.
    Sen mutlaka okuduğum, hiç bir yazısını atlamadığım blogçulardansın. Yani ben okuyorum işte, daha ne istiyorsun :)))




    YanıtlaSil
  7. Valla iyiki o yazıyı yazmışım ve iyiki o yorumlar gelmiş..Ben günübirlik planlıyordum ama program değişti :):) Handanın tavsiye ettiği bir otel vardı Ege Palas oranın numarasını aldım birde netten araştırdım Mini Otel diye bir yer var ama tabii referansını bilmiyorum..Gördüğüm kadarıyle kendi halinde ve Edebiyat konseptli bir mekan gibi görünüyor..Yani kızımın tercihi de olacak tabii bu iki mekan arasında ama tavsiyeni dinlemek kesinlikle isterim..Hissediyorum güzel bir gezi olacak kısmetse..:):)

    YanıtlaSil
  8. Prenses, Mini Oteli oteli hiç duymadım, Ege Palas iyi bir otel diye biliyorum, ama fiyatları uçuk olabilir. Sanırım bilgi almışsındır. Eğer imkanın varsa mutlaka araba kirala derim. Ve Sığacık, Urla , Balıklıova 'yı es geçme :) Umarım gönlünüzce bir gezi olur.

    YanıtlaSil