26.05.2014

EHVEN-İ ŞER BU OLSA GEREK...

 

Daha önceki  şu ( http://kahvetelvesi-kahvemolasi.blogspot.com.tr/2014/01/bir-insani-sesinden-taniyabilir.html )  yazımda F.den bahsetmiştim.. Ölen eşinin ailesinin yanına gittiğinden...F ile bugün yine konuştuk...
"Ben evlendim " dedi. Şaşırdım.. Doğuda  dul bir kadın, eşinin ailesinin yanına gidecek ve orada evlenecek. Aklım almadı,, normal bir evlilik düşündüm ,  aklım almadı...
"Çocuğumu alacaklardı eğer kabul etmeseydim " dedi.  Eşini kaybettikten sonra çocuğuna sarılmış , O'nunla avunmuş. Sırf avuntu olduğu için değil elbette, bir anne evladından kolay kolay ayrılamazdı. Kiminle evlediğini sorduğumda, "Kaynımla " dedi !!!
Ne diyeceğimi bilemedim. Çocuğundan ayrılmamak için zorla evlendirilmişti. Resmi nikahı yoktu. Kimse seni böyle bir evliliğe zorlayamaz diyemedim. Hak var hukuk var diyemedim.  Bal gibi de zorlarlardı. Çünkü O'nu koruyacak  ne kanun vardı ne nizam.. Üstelik karşısında kafa tutması gereken 3-5 kişi değil, yüzyıllardır süren bir töre vardı.  İçim ezildi , ne diyeceğimi bilemedim..
Seviyor musun  sorusu saçma olacaktı, canı cehenmeydi, aşkın da sevginin de o an.. 
Sonra anladım ki, çekinerek konuşmasının sebebi, benim tepki göstermemden korkmasıymış. "Kötü mü yapmışım " diye sordu.. 
Ah be kızım, daha 25 yaşındasın, kalkıp vefat eden eşinin kardeşiyle nasıl evlenirsin, üstelik çocuğunu kaybetmemek için demedim..
Madem evlendin, niye imam nikahına razı oldun, sonra kime karşı ne gibi bir hak iddia edeceksin demedim ...
Velayeti zaten mahkeme sana verirdi, demedim...
Sen aklı başında, öğretmen bir babanın kızısın, bu törelere bir yerde dur demenin zamanı gelmedi mi demedim..
Böyle bir  zorlamaya boyun eğeceğine, baba evine dönseydin demedim...
Madem ki, eşinin babası aynı zamanda amcan, sana nasıl böyle bir dayatmada bulunurlar demedim...
"Bunu sen bileceksin " dedim sadece. "Sana karşı iyi mi ? Rahatın, huzurun var mı " diyebildim ...
"Çok iyi davranıyor, bir dediğimi iki etmiyor, ölen eşimden daha iyi " dedi.  Ve ekledi " Hiç pişman değilim.." 
Madem öyle baştan söylesene. Ne diye beni üzüyorsun...Pişman değilsen, huzurluysan, seni eleştirmek haddime mi ? Şartlarını senden iyi kim bilebilir ki? Seni nasıl yargılar, ayıplarım ben ? Nasıl olur da karşıdan ahkam keserim..
Sadece eğer  pişmansan ve zor durumdaysan, senin adına üzülürüm o kadar...Sana akıl bile veremem, yol gösteremem. Biliyorum ki, baş kaldırdığında başını keserler de, kimsenin gıkı çıkmaz...Ne ailen koruyabilir, ne devlet.. Hesabını soran  bile olmaz..
İçim rahatladı. Zaten konuşması  daha akıcı, sesi daha canlıydı eskiye göre.. Gerçekten mutlu olduğu anlaşılıyordu..
"Mutlaka resmi nikah yaptır en kısa zamanda " dedim, sebeplerini açıkladım  uzun uzun...
Daha 25 yaşında...
Oğlu 6 yaşında...
Tüm olumsuzluklara rağmen , bir insanın hayatta olduğuna şükretmek..!!!
Gönül isterdi ki,   mecburiyetten değil, sevgiden evlensin...

4 yorum:

  1. Bu yazının üstüne ne eklenebilir ki? Hiçbir şey. ..

    YanıtlaSil
  2. Üzüldüm, çok üzüldüm....
    Hak var hukuk var diyemiyorum!!! )):

    YanıtlaSil
  3. İlk karikatürü tebessümle okudum ama yazıya geldiğimde hüzünle okudum...Allah yardımcısı olur inşaallah...Selam ve Dua ile...

    YanıtlaSil
  4. Aynen öyle ama aşk şehirdekine de çok uzak.

    YanıtlaSil