6.03.2013

MEĞER BEN ÖNYARGILIYMIŞIM ! ! !

Bir insanın en çok karşı çıktığı  ve asla tasvip etmediği bir durumun ortasında olduğunu görmesi kadar korkunç ne olabilir ki ?
Bu gün işte böyle hissettim ben.
Ne kadar önyargılı olduğumu gördüm.
Her hangi bir makamı dolduran insanın , o makamdan ayrı değerlendirilmesi gerektiğini öğrendim .
Bir insanın vasfının , kişiliğinden ayrı değerlendirilmesi gerektiğini öğrendim .
Bir diş doktoru da insan. Doktor olması dişlerinin  nasıl sağlam olmasını  gerektirmiyorsa, bir polisin de asayişin sağlanmasında en birincil görevli olması , onun da asayişi bozmayacağı anlamına gelmiyor .
Şefkat timsali annedir. Ancak bu anneler arasından dünyanın en gaddar insanının çıkmasına engel olmuyor.
Ve en önemlisi hakkı hukuku, iyiyi kötüyü , haramı helali biliyor dediğin insanın da çok kişiliksiz çıkabileceği gerçeği insanın ruh dünyasına tokat gibi çarpabiliyor .
Vasfı ne olursa olsun, insan dediğimiz varlığın zaafiyetleri olabiliyormuş .
Hiç umulmadık yerden falsoları da.
Aldanmamak lazımmış.
Kimseye taşıyamayacağı kadar doğruluk ve dürüslük yüklememek te.
Ve sonsuz güven, teslimiyet kendimize karşı bile doğru değilmiş ...
Ve ben önyargılıymışım.....








10 yorum:

  1. Lafı dönüp dolaştırıp yine nefse getireceğim ama öyle. Nefsimiz bize insanları eleştirmeyi şiddetle telkin ediyor. Mesela bir hoca evliya gibi olmalı, hiç hatası günahı olamaz. Çünkü her şeyi biliyor. Bizim olabilir çünkü biz hoca değiliz. Cahil insanlarız.

    Doktor herzaman sağlıklı olmalı. Çünkü tıp okumuş. Biz okumadık. Biz atın ölümü arpadan olsun deyip her şeyi yapabiliriz ama onlar yapamaz.
    Ve hatta herkesi de iyileştirmeliler ayrıca. Bu da ayrı bir konu.

    Bu böyle uzayıp gider.

    Bunu ben de hissediyorum ve mani olmaya çalışıyorum. Ama çoğu zaman mağlup oluyoruz malesef. Belki de çocukluğumuzdan beri sürekli davranışlarımızdan yargılandığımız ve çevredeki insanların da her şeyiyle alay edilerek küçültüldüğüne şahit olduğumuzdandır.

    Nefsini mutmain derecesine çıkartabilenlerden olmak dileğiyle...

    YanıtlaSil
  2. Aslında bu duruma uygun olan, başkalarını eleştirmek ve eksikliklerini bulmaktan ziyade , onların vasıflarıyla özdeşleşmiş olduklarına dair bendeki sabit fikirlilik . Ama nefis konusunda söylediklerine katılıyorum sevgili Yolcu :)

    YanıtlaSil
  3. insanlara gereğinden fazla anlam mı yüklüyoruz acaba, ben de bazen öyle yapıyorum.

    YanıtlaSil
  4. Aynen öyle Men De Boor. Kafamızdaki şablonu yapıştırıveriyoruz bazen karşımızdakine. Hata bizde! Zannettiğimiz gibi çıkmayınca da hakkımız olmayarak suçluyoruz.

    YanıtlaSil

  5. Her insan ayrı bir dünya.

    YanıtlaSil
  6. Her insanın bir maskesi var.. Maskenin altında kim var yada kimler var ?

    YanıtlaSil
  7. Bence güvenelim bunu hak edenlere..!
    Boşa çıkar mı..?
    Çıkarsa çıksın..!

    Birilerine güvenmeden yaşamak çok zor ve acı olur bence..!

    YanıtlaSil
  8. Yolcu / İnsan kendi dünyasını bile tanımakta zorluk çekerken.....

    Dönence / Maskeyi takanlar da unuttular altındakini...

    Budeliçocuk / Güven nefes almak kadar gerekli.. Haklısın , varsın boşa çıksın...

    YanıtlaSil
  9. Ben de bugün ne öğrendim biliyor musun? Çok fazla düşünmeden hareket etmek bazı durumlar da o kadar da kötü değilmiş. Eğer tersi olursa daha da batıp, daha da stres oluyorsun. Düşündüğünü kişilerle paylaştıkça, yorumlar aldıkça daha içinden çıkamıyorsun. Ben bugün düşündüğüm bir şeyi pat die yaptım ve rahatladım :)

    YanıtlaSil
  10. Yeliz / İnsan bazen çıkmazda kalıp , danışacak birileri olsun istiyor. Bence en çok iki dostu olmalı böyle zamanlarda.. Ama en iyi çözümü bulacak olan yine kendisidir. Ne kadar çok akıl almaya kalkarsa, o kadar aklı karışır. Haklısın, karar verip , çok düşünmeden hamle yapmak lazım..

    YanıtlaSil